Dil ve Edebiyat Sözleri ve Alıntıları

Dil ve Edebiyat sözleri ve alıntılarını, Dil ve Edebiyat kitap alıntılarını, Dil ve Edebiyat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiir telkindir, tebliğ değildir!...
Sayfa 243 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dikkat etmişseniz benim hiçbir yazımda, olduğu gibi kabul edilmiş hiçbir yabancı kelime yok; fakat dil bünyemize milli hançere yoluyla girmiş, sesimizi ve hususiyetimizi almış birçok yabancı kelime vardır.
Sayfa 48 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Bir piyes yazmak hasretiyle yıllar geçirdim. Ne çare ki, bir piyes yazmak değil, onu düşünmek ve araştırmak bile kısmet olmadı. Şehir Tiyatrosu'nun bu seneki provalarına başladığı sırada, bir gün aktör dostum, yemek sofrası başında elinde çatalı, bende gömülü yatan bir hasrete dokunuverdi: "Niçin bir piyes yazmıyorsun?" «Büyük sandığımız hâdiselere bazan ne küçük dürtüşler yol açar.» O dakikada, Şehir Tiyatrosu'na bir eser teslim edebilmek için ancak 20 günüm kalmıştır. Bu yakınlık bana, birdenbire herşeyden fazla bir iştah vermeye başladı. Sahne, yalnız çıplak dört köşesiyle değil, içindeki aktörün şahsiyetiyle de bizi büyülediği için, eserle onu yaşatacak aktör arasında peşin bir nişanlama yapmadan işe başlayamazdım. Muhsin Ertuğrul'la bir iki kelime konuştuktan sonra odama kapandım, 7 günlük bir çalışma sonunda "Tohum"u bitirdim.
Sayfa 218 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Hayatım demek olan dilim istiklâlini kaybederken, topraklarımın istiklâliyle öğünebilir miyim ben?
Sayfa 19 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sanat, önü kalabalık bir çeşmedir. Kimi bu çeşmenin bilek kalınlığında dökülen kevseriyle avuçlarını doldurup içer, kimi dolu avuçlardan fışkıran damlacıklarla dilini ıslatır, kimi çeşmenin yalağındaki artık sulara başını gömer, kimi de bu artık suların toprak üzerinde akan ve ayaklar altında ezilen bulanık ve çamurlu yollarına yüzükoyun kapanır.
Sayfa 122 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Benim annemin, dadımın, komşumun ve ağababamın bilmediği dil Türkçe değildir. Yüreklerle ağızlar arasında iletkenlik belirtmeyen bu türlü denemeler, gizli gırtlaklarda, yüzyılların açtığı gizli ses ve anlam yivlerini törpüler, ulusal düşünme ve söyleme verimini yok eder.
Sayfa 53 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Burada, içimi dökmekle mükellefim. Ben, dindar olmayan, ALLAH'ı her yerde hissetmeyen sanatkâra sanatkâr gözüyle bakmam!.. Muhakkak ki, mâveradan, büyük "niçin" ve 'nasıl"dan bir râşe, bir titreyiş sahibi olmalıdır sanatkâr...
Sayfa 237 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Eğer cemiyetimde bütün düzenler yerli yerinde olsaydı, bana şiir düzeninden başka bir yer kalmazdı. Demek ki, ben şiirimin dilediği iklimin inşası mecburiyeti altında başka sahalara kayarken yine şiirimin koruyucusu olmaktan başka kimse değilim.
Sayfa 207 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Doğmayacak günün şafağında eserini kaleme almaya hazırlanan müstakbel bir deha tanırdım..."
Altıncı Rapor: UYDURUKÇA
Bir milletin öz dili, âlimlerin, aydınların, yabancı kültürlerle temasta olanların lisanı değil, hattâ okur - yazar olmayanların, bakkalın, çakkalın, hamalın, işçinin, dadının, babaannenin, köylünün, neferin dili... Bunların bilmediği hiçbir kelime Türkçe olamaz; ve topyekûn bir tasfiye hareketi belirtmesi bakımından tedricî bir ıstıfa ile bir tutulamaz. Böyle bir hareket, olsa olsa, bir milletin ruh nakışlarını silmek ve onu mânâda cascavlak hâle getirmek olur. Sadece ihanet...
Sayfa 98 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Dilimizde Hastalıklı Nahiyeler
Dilimizin cemi kâideleri bünyesi, bize yüzde yüz zıt yabancı dil tesirleri altında ve beyinsiz züppelerin kundakçılığı sayesinde can çekişiyor. Mutlak dil yasamız: Fail cemi olduğu zaman, müstesna vaziyetler başka, fiil cem edilmez. (Kırlangıçlar döndüler, şairler birbirine düştüler, başmuharrirler uyku hastalığına tutuldular) Türkçe değildir. (Döndü, düştü, tutuldu) demek lâzımdır. Müstesna vaziyet diye kaydettiğimiz nokta, ancak cümlenin uzun olduğu ve fâillerin fiile uzak bulunduğu şekil: (Alman kumandanları istilâ üslerini gezip dolaştıktan, ordu birliklerini teker teker teftiş ettikten ve karargâhlarına çekilip uzun münakaşalara koyulduktan sonra, İngiltere'ye bir istilâ hareketi yapılamayacağına hükmettiler)... . «Üstad Necip Fazıl, dil yasalarımızı sırasıyla bu bölümde belirtiyor, ancak çok uzun olduğu için devamını getiremiyorum. İnşaAllah merakınız, bu vesile ile celp olur da kitabı okursunuz. :)»
Sayfa 29 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Bir dakika efendilik hakkına karşılık, yüz yıl uşaklık etmeye mahkûmuz...
Sayfa 17 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.