Din Eğitimi İhmale Gelmez Neden?

Abdullah Sevinç

Din Eğitimi İhmale Gelmez Neden? Sözleri ve Alıntıları

Din Eğitimi İhmale Gelmez Neden? sözleri ve alıntılarını, Din Eğitimi İhmale Gelmez Neden? kitap alıntılarını, Din Eğitimi İhmale Gelmez Neden? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
 [Münafikun suresi 9] "Ey iman edenler! Mallarınız da çocuklarınız da sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Bunu yapanlar mutlaka hüsrana uğramışlardır."
AT Dönem Başkanlığı yapan Italyan Dışişleri Bakanı Gianni de Micheles'in 19 Aralık 1989 tarihindeki beyanatı: "Başta Cezair olmak üzere Kuzey Afrika müslüman gençleri hızla islami ahlaka, tesettüre, namaza yöneliyor. Bu, Avrupa'nın güneyden islam tarafından kuşatılması demektir. Kuzey Afrika'daki islami uyanışı bozmak için müslüman gençler, eğlence merkezleri, gece kulüpleri ve çeşitli yerlere kanalize edilmeli ve TV dizileri ile Batı yaşayışına özendirmelidir. Ve bu proje için 13 milyar dolara ihtiyaç vardır." (17.Ağ. 1991, Türkiye Gazetesi) İtalyan Dışişleri Bakanı'nın 13 milyar doları bulmasına ihtiyaç kalmadan maalesef içimizdeki aldatılmışlar, şaşkın medya, onun istediğini daha katmerli bir şekilde yerine getirmektedir.
Reklam
Din eğitimi ihmale gelmez
Zira özetle din( islam), kuralları herşeyin yaratıcısı olan Allah tarafından konulan ve inananları O'na ulaştıran en doğru yoldur. Sadece sıkıntılı ve üzüntülü anlarında değil, her zaman onu hatırlamak,kendini O'na vakfetmek ve bütün ihlas ve samimiyetle O'na teslim olmaktır.
İki melek sağında ve solunda yaptıklarını yazmaktadır.Insan hiç bir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.' [Kaf suresi 17-18]
Yaptıklarının sırdaşı olan kişinin kendisi, huzuru ilahide kendi sırlarıni ifşa edecek, bir bir anlatacaktır .
"Yıl 1932. Cumhuriyet Gazetesi'nin tertip ettiği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan de ğerlendirmesini yapmak istedi. Başkan buna mani oldu ve kürsiye geçerek şöyle konuştu: "Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın Hıristiyanlığının zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren islamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir. Elbette ingiltere'nin ve Rusya'nın hakkını inkar edemeyiz. Netice bu, Hıristiyanlığın zaferidir. Bir zamanlar sokağı bile, kafes arkasından seyredebilen müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz. Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Avrupa'nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahale ederek durduran Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte mayo ve sütyen ile önümüz dedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de, bize uyan bu kızı beğendik. Müslüman kızlarının geleceği böyle olması temennisiyle, Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Ve kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldırıyoruz."
Reklam
BATIL DİNLERİN ORTAYA ÇIKIŞI
İnsanlar, hak dinden ve onu tebliğ yapan peygamberlerin tebliğatından uzaklaştıkça yaratılışlarında mevcut olan " bir kutsala inanma" duygusu ile, yüce gördükleri güçler arayışına girmişlerdir. Böylece üstünlüğü kabul edilen bir güç, sistemleştirilerek, çeşitli batıl dinler meydana getirmişlerdir... Beşeri ideolojiler de haktan sapanların bir kutsal arama ihtiyacının bir tezahürüdür.
İNSANLIĞIN ILK DİNİ
İnsanlığın ilk dini " Islam"dır. Kaynağı Allah'tır.ilk insan ve ilk peygamber Adem aleyhisselam ile başlamıştır. Ilk din TEVHİD DİNİDİR.
Bir kutsala inanmave tam bir teslimiyetle ona bsğlanma duygusu sonradan kazanılan bir duygu değildir. İnsanla doğar. Yani fıtridir. Çağımız insanında da, çağlar öncesi yaşamış insanlarda da aynı duygunun varlığı tesbit edilmiştir. Dinler tarihi bu gerçeği vurgular... tarihin derinliklerine ne kadar inilirse inilsin, belki kanunsuz ve kuralsız bir topluma rastlamak mümkündür. Ancak, mabetsiz ve mabutsuz bir topluma rastlamak mümkün değildir.