" Bizim maddi servetimiz yeraltında, manevi servetimiz kitap sayfalarında kalmıştır. Halimiz, milyonları bulunduran( Tâbi ki bugün milyonlarca doları demeliyiz (!)) bir definenin üzerine oturup , önüne çanak koyan , elleride havada, gözleri gökte , gelene geçene karşı : "Allah rızası için beş kuruş!" diye bağıran bir dilencinin hâlinden farklı değildir. Doğu'nun gizli hazinelerinde saklı bulunan değerli elmaslar,yakutlar zümrütler,inciler ( gerek kaçırılarak gerek gafletten gerekse hortumlanarak ) nasıl Batı'ya taşındı ise, irfan hazinesinde mevcut bulunan değerli marifet cevherleri de ( ilgisizlik ve bilgisizlikten ) öylece Batıya çekilmiş hâlâ da çekilmektedir...