Seçim Yasası doğrudan ulemanın mali gücünü etkilemiyordu, ama daha önemli bir konuda, ulemanın ideolojik alanda güç kaynaklarını zayıflatıyordu. Kadınların erkekler gibi seçme ve seçilme haklarına sahip olmaları kadının, sosyal hayata müdahale etmesi anlamına geliyordu. Gayri müslimlere oy hakkı verilmesi de söz konusuydu. Humeyni ve Milani gibi din adamlarının Seçim Yasasına tepkisi sözel olarak İslam'ın temel kurallarına aykırılık noktasında yoğunlaşıyordu. Fakat 1979 Devrimi sonrasında kurulan İslam cumhuriyetinde kadınların oy hakkına sahip olduklarını düşünürsek ulemanın muhalefet nedeninin sadece görünüşte kadınlara oy hakkı tanınmasından kaynaklandığını söylemek çok yanlış olmayacaktır. Kadınların oy hakkı sadece bir araç olarak kullanıldı; gerçekte karşı çıkılan ise, Şah'ın Batı tipi reform önlemleriyle İslam'ı sosyal ve kültürel hayatta geriletmeyi hedefleyen politikasıydı. Ulema, Batı taklidi reformların ülkede yabancı egemenliğine yol açacağını, Batı emperyalizmine kapı açacağını ileri sürmekteydi.