Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Klasik ve Çağdaş Kuramlar

Din Sosyolojisine Giriş

Inger Furseth

Din Sosyolojisine Giriş Sözleri ve Alıntıları

Din Sosyolojisine Giriş sözleri ve alıntılarını, Din Sosyolojisine Giriş kitap alıntılarını, Din Sosyolojisine Giriş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadınlara yönelik şiddet çoğu dini gelenek içinde uygulanmış ve meşrulaştırılmıştır. 15. ve 17. yüzyıllar boyunca Avrupa'da kurumsal hale gelen cadı avcılığı bu durumun en önemli tarihsel örneklerinden birini teşkil etmektedir. Doğu dini geleneklerindeki bazı değer yargıları kadına yönelik şiddet eğilimleri için uygun bir ortam yaratarak kadınları küçük düşürmüş ve onurlarını kırmıştır.
Sayfa 284Kitabı okudu
Yaptığı dini şiddet araştırmasında Juergensmeyer, dini ve dini olmayan terör eylemleri arasındaki farkı şu şekilde izah etmeye çalışmaktadır . Öncelikle şiddet içeren dini eylemler aşkın bir etiğe dayanılarak haklı çıkarılmaktadır. İkinci olarak, eylem yoğun ve eşsiz bir dini ritüel olarak telakki edilmektedir. Üçüncü olarak, eylemler dünyayı şeytani güçler karşısında yeniden dönüştürdüklerine inandıkları kozmik savaş düşüncesi ve tasavvuru içinde gerçekleştirilmektedir. Böylece Juergensmeyer dünyadaki bütün büyük dini geleneklerin şiddeti haklı göstermeye yarayacak özellikler barındırdığı sonucuna varmaktadır.
Sayfa 287Kitabı okudu
Reklam
Bütün büyük dini geleneklerde kadınlar baskıya maruz kalmaktadır. Ataerkil sembol, mit ve öğretiler bazı durumlarda kadına yönelik şiddete dönüşen toplumsal cinsiyet farklılıklarını derinleştirmektedir . Batının ataerkil dini gelenekleri, dinselliği ve ruhaniyeti adeta fiziki standartlara indirgeyerek erkek egemen bir eğilime sahip olmuştur. Onlar, kadına karşı dini şiddet kültürüne katkıda bulunarak gerçek toplumsal düzen olarak gördüğü erkek egemen düzeni desteklemiş ve acı çekmeyi kutsayarak bir kurtuluş aracı olarak görmüştür. Acı çekmeyi kutsama pek çok kilisenin dâhili şiddetle mücadele reflekslerini kırarak şiddete kapı aralamıştır. Fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan kadınlara sessizce acı çekmeye devam etmeleri söylenmiştir. Fiziksel ve cinsel olarak baskı altında tutma yönelimin bütün dini geleneklerde cari olması ataerkil düzen anlayışının kutsanan kozmik bir düzen gibi algılanmasına sebep olmuştur. Bu tarz gelenekler kadınları küçümseme eğiliminde olmuşlardır.
Sayfa 284Kitabı okudu
Ruether'e göre Roma Katolik gelenekleri kadının onurunu ve doğadaki yerini küçümsemiştir. Thomas Aquinas'a dayanan geleneğe göre, erkekler doğaları itibariyle kadınlardan üstündür. Kadınlar ve erkekler eşit olmadıkları için de seks, aşkın bir dışa vurumu değildir. Tam tersine evlilik hayatında bile çocuk yapma gayesi olmadan cinsel zevk istemek büyük günahtır. Protestanlar da ilk başta bu düşünceyi paylaşmışlardır. Yirminci yüzyılda Protestanlıkta aşkın cinsellik için geçerli bir neden olduğu düşüncesi kabul görünce doğum kontrolü karşıtı argümanlar Protestanlık içinde teker teker çökmeye başlamıştır. Ancak bu durum Roma Katolik Kilisesi için geçerli olmamıştır. Çoğalma olmadan cinsellik zevk amaçlı olduğu için yasaklanmış, homoseksüelliğin yasak olması da yine bu sebebe dayanmıştır. Dahası homoseksüellik evlilik dışı gerçekleşir, bu sebeple de zinadır. Üremeye yönelik cinselliği tehlikeye düşürdüğü için de homoseksüellik olarak nitelendirilir. Sonuç olarak Ruether Vatikan yönetiminin doğum kontrol, kürtaj ve homoseksüellik hakkındaki öğretilerini kullanarak kadın ve erkeklerin bedenlerini ve üretkenliğini kontrol etme çabasında olduğunu söylemektedir.
Sayfa 337Kitabı okudu
İslam geleneği cinselliği maneviyatın zıttı olarak görmez, ancak Tanrı'nın merhametinin bir göstergesi olarak tanımlar. Cinsellik evlilikte kadınla erkek arasında yakın ve sevgi dolu bir ilişki oluşturmak gayesiyle gerekli kutsal bir araç olarak görülmektedir. Ancak İslam öncesi kavramlar olan "onur" ve "utanç" bugünkü Müslüman toplumlarda hala yaygındır. Bu kavramlar kadının bakireliği ve cinselliğiyle ilişkilendirilmektedir. Bu sebeple erkeğin “onur”u kadının cinselliğinde yatmaktadır ve böylece kadının cinselliği erkeğin egemenliğindedir. Kadının cinselliği erkeğin onur ve kişiliğiyle bağlantılı olduğundan Müslüman toplumlarda kadının bedenlerini kontrol altına almak hayati önem taşımaktadır.
Sayfa 337Kitabı okudu
Tanrıça hareketi tipik bir modern paganizmdir.