Felsefe, kendine, geçerli olan üzerinde değil, gerçek olan üzerinde soru sorar; kendine birkaç kişi için doğru olanı değil, bütün insanlar için doğru olanı soru olarak sorar; onun metafizik gerçekleri siyasal coğrafyanın sınırlarını tanımazlar, onun siyasal gerçekleri sınırların nerede başladığını, özel bir dünya ve halk anlayışının düşsel ufkuyla insan aklının gerçek ufkunu karıştırmayacak kadar iyi bilirler.