Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Atatürk’ün Kaleminden-1

Din ve Laiklik Üzerine

Mustafa Kemal Atatürk

Din ve Laiklik Üzerine Sözleri ve Alıntıları

Din ve Laiklik Üzerine sözleri ve alıntılarını, Din ve Laiklik Üzerine kitap alıntılarını, Din ve Laiklik Üzerine en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
sjjsjsjsjsj
Yüce saltanat ve hilafet makamının ve soylu milletinizin hayatımın son nok­tasına kadar daima koruyucusu ve sadık bir ferdi gibi kalacağımı tam bir bağ­lılıkla arz ve temin eylerim. Kulları Mustafa Kemal 8­-9 Temmuz 1919 Hükümdar Hazretlerinin Saray Dairesi Yüksek Başkâtipliği Aracağıyla Padişah Hazretinin Katına telgraf
Reklam
Şanlıurfa 'm :))
Urfalıların dini sağlamlıkları, mukaddes hilafet makamına sarsılmaz bağlı­lıkları ve mübarek vatan uğrunda her fedakârlığı göze alacak hamiyetkârlıkları tarihen bilinmektedir.
Atatürk: "Burada böyle şeylere lüzum yoktur. Bunları camide yapabilirsiniz! Biz savaşı dua ile değil, Mehmetçiğin kanıyla kazandık." dedi ve imamı kovdu.
Sayfa 296 - Kaynak Yayınları
"Osmanlı hükümetine, Osmanlı padişahına ve müslimînin halifesine isyan etmek ve bütün milleti ve orduyu isyan ettirmek lazım geliyordu." Nutuk
ABD Büyükelçisinin Raporunda Atatürk'ün Din Üzerine Anlattıkları
Ben de O'nun Kur'an'ın Türkçe okunmasını o kadar tazyik etmesinin sebebinin Kur'an'ı Türkler arasında geniş ölçüde itibardan düşürmek olduğu neticesine o derece vardım.
Reklam
Bizim dinimiz İslam dini, en makul, en tabii bir dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son dindir ve en mükemmeldir. Tabii olabilmek için makul olması lazımdır. Akla, ferasete, muhakemeye, mantığa, ilme ve fenne, hepsine tama­men uygun olması lazımdır ki, uygundur.
İsa, zamanının sonsuz sefaletlerini gördü ve umumi ıstıraplar devrinde or­taya çıkmaya başlayan şefkatperverlik lüzumunu din halinde tercüme edip an­latmanın yolunu bildi.
Yeni hükümetin dini olacak mı?
(…) Açıkça söyleyeyim ki, bu soruyla karşılaşmayı hiç de istemiyordum. Çünkü, pek kısa olması gereken karşılığın o günkü koşullara göre ağzımdan çıkmasını henüz istemiyordum. Çünkü, uyrukları arasında çeşitli dinlerden topluluklar bulunan ve her dinden olanlar için adaletli ve eşit işlemler yapmak ve mahkemelerinde adaleti, kendi uyruğuna ve yabancılara eşit olarak uygulamakla yükümlü olan bir hükümet, din ve düşünce özgürlüğüne saygı göstermek zorundadır. Hükümetin bu doğal niteliğini, kuşkulu anlam çıkmasına yol açacak niteliklerle sınırlamak elbette doğru değildir. "Türkiye Devletinin resmi dili Türkçedir" dediğimiz zaman bunu herkes anlar. Hükümetle yapılacak resmi işlerde, Türk dilinin kullanılması gereğini herkes doğal sayar. Ama, "Türkiye Devletinin dini, İslam dinidir" cümlesi, böyle mi anlaşılıp kabul edilecektir? Bunun, elbette açıklanması ve yorumlanması gerekir. Efendiler, gazetecinin sorusuna karşı: "Hükümetin dini olamaz!" diyemedim; tersini söyledim: "Vardır efendim, İslam dinidir" dedim. Ama hemen: "İslam dininde düşünce özgürlüğü vardır" diye sözlerimi açıklamak ve yorumlamak gereğini duydum. Demek istedim ki hükümet, düşünce ve inançlara saygı göstermekle bağımlı ve yükümlüdür. (…) 15-20 Ekim 1927 Nutuk, c.II, s.937-957.
Doğru.
Efendiler, hiçbir millet, milletimizden ziyade yabancı unsurların inançları­na ve âdetlerine riayet etmemiştir. Hatta denilebilir ki, diğer dinler erbabının dinine ve milletine riayetkâr olan yegâne millet bizim milletimizdir.
Reklam
Hayatın Doğuşu ve Evrim.
Bilinir ki, genellikle hayat hakkında bugün kabule değer görülen teori şudur: Hayat, herhangi bir tabiat dışı etkenin müdahalesi olmaksızın, dünya üzerinde tabiî ve zorunlu, bir kimya ve fizik süreci sonucudur. Hayat sıcak, güneşli, sığ bataklıkta başladı. Oradan sahillere ve denizlere yayıldı; denizlerden tekrar karalara geçti. İlk hayvan denizlerde balık ve karalarda çeşitli kemikli yaratıklar oldu; bunlar çeşitli uzun devirlerde şekilden şekile olgunlaştılar. Şimdi insanların nereden, ve nasıl geldiği hakkındaki görüşü tespit edelim: İnsanlar sularda kaynaşıp çırpınan bir varlıktan bugünkü şekline geldi. İnsanın bugünkü yüksek zekâ, kavrayış ve kudreti milyonlarca ve milyonlarca kuşaktan geçerek hazırlandı. Artık insan bugün, tabiatın sonsuz büyüklüğüne ve tabiat içinde kendi türünün geleceğine gittikçe büyüyen bir irade ve bilinçle bakıyor. Ağustos 1930 Aktaran: Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Türkiye İş Bankası Yayınlan, 1984, s.277-278.
Bir de saygı bekliyorlar.
Muham­med birden bire Allahın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlâk ve âdetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anla­mış, bunları ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllar­ca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.
İşsizim diyor.
Madam, eğer Tanrımızı bile eleştirerek günaha girmemi önlemek isterseniz , çarpışmalar dışında kalan zamanımı, hangi meşgaleyle geçirebileceğim konu­sunda lütfen bana yol gösteriniz.
Bu ilim ve fen nerede ise oradan bulup alacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız.
Bütün Türk inkılaplarında iki etken rol oynamıştır: Din ve sultana bağlılık. Türklerde dini his, dini kuran ve icat eden Araplardan bile daha kuvvetlidir.
466 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.