Dinini yaşamak isteyenlerin, bir gün Müslüman topraklarında çeşitli zorbalıklarla ve baskılarla karşılaşacağını kim bilebilirdi? Türkiye’de, dindarlar çok ezildi. Kimi yüksek öğrenimini tamamlayamadı, kimi dindar kimliğinden ötürü iş bulamadı. Osmanlı medeniyetinden sonra Cumhuriyet döneminde, dindar kesime yapılan haksızlıklarla Türkiye Türkleri’nin tarihinde kara bir leke oluştu.
Ve sonra tüm engelleri aşarak, muhafazakâr bir parti iktidar oldu. Bu partinin iktidarlığında Türkiye’de çok büyük değişimler oldu. Ülke makûs talihini yenerken, aynı zamanda para ve iktidarın gücüyle, dindarların yıldızı da parlamaya başladı.
Peki bu durum:
Dindarların hayata bakışları ve yaşam şekilleriyle ilgili ne yönde değişikliklere sebep oldu?
Eski dindarlıktan yeni dindarlığa geçişte, dindarları “bozdu” mu, yoksa dindarlar hareket alanları genişledikçe ve toplumda artık söz sahibi oldukça toplumun genel refah seviyesi mi yükseldi?
İslam dininde imtihan sebebi sayılan “güç” ve “para”nın etkisiyle dindarları yoldan mı çıkardı, yoksa onların dindarlıklarını mı arttırdı?
Yavuz Bahadıroğlu, 40 yılı aşkın gazetecilik tecrübesi ve tarihe olan derin vukufiyetiyle, dindarların bu parlak dönemini farklı boyutlarıyla mercek altına alıyor, bugün para ve iktidara hükmeden dindarların çetin imtihanında karşı karşıya kaldıkları ve aslında tam da kendilerini içinde buldukları bir dönemi analiz ediyor.
