Dinin Geleceği
Ali KöseSözler ve Alıntılar
“Her geçen yılla birlikte dini inançlarımızın
insanoğlunun hayat tecrübelerini daha fazla benimsemesi gerekmez mi? Eğer din, insanoğlunun ihtiyaçlarını dikkate alan bir olguysa, o zaman gelişime müsait olması gerekir. Öğretilerinin gitgide daha az değil, daha faydalı olması gerekir. Her alanda olduğu gibi dinin de günümüzün arayışlarına cevap vermesi gerekir. Oysa din, sırf geçmişin doktrinlerini tekrarlamanın peşinde. Şu an doğru olanın şu an keşfedilebilir olması ve dünyaya ilişkin tüm diğer bildiklerimize uyum sağlaması gerekir. Bu ölçüte göre değerlendirildiğinde din müessesesi, baştan aşağı geri kalmıştır. Yaşadığımız kültürel, teknolojik ve hata ahlaki değişimlerden sağ çıkamaz...” (Harris, 2014: 24).
Sayfa 247Kitabı okudu
Hristiyanlık, Filistin'de bir kardeşlik hareketi olarak başladı.Sonra Yunanistan'a geçti felsefe oldu.İtalya'ya geçti kurum oldu.Avrupa'ya geçti kültür oldu.Amerika'ya geçti işletme oldu.
Sam Pascoe
Beyin elinizde tutabileceğiniz, boydan boya yüz milyar ışık yılı büyüklüğünde bir evreni kavrayabilen bir buçuk kilogramlık bir cisimdir.
Marian Diamond
Dinin hemen her söylemini üzerine bina ettiği yegâne varlık insandı. Din bu varlığı ruhen ve bedenen hep elinde tuttu. Ama şimdi biyomühendislik, yapay zekâ ve algoritmalar, ruh ile bedeni dinin elinden alıp yeniden tasarlama yolunda ilerliyor. Teknolojinin gözünde insanoğlu artık ruhsal/kutsal bir varlık değil. İnsanın arzuları ve duyguları da diğer bedensel özellikleri gibi biyokimyasal yapıların eseri. Kişinin arzularını gizemli ruhsal yapısı değil, saliseler içinde hesap yapan milyarlarca nöron belirliyor. Sezgi denilen şey aslında örüntü tanıma yetisinden başka bir şey değil (Kahneman, 2011; 231), Yani her şey fiziksel, her şey biyokimyasal. Bu olağanüstü gelişmelerle alakalı temel soru belki de şu: “Günün sonunda teknoloji, insanoğlunun kapasitesini mi yoksa insanlığını mı değiştirecek?”...
Sayfa 243Kitabı okudu
Din cenahının en büyük problemi; somut ile soyutu, akıl ile duyguyu uzlaştıran bir yöntem bulamamak ya da ne zaman hangisini kullanması gerektiğine karar verememek oldu.