Dinin Kısa Tarihi

Richard Holloway

Dinin Kısa Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Dinin Kısa Tarihi sözleri ve alıntılarını, Dinin Kısa Tarihi kitap alıntılarını, Dinin Kısa Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiç kimse görmek is­temeyenler kadar kör değildir.
Sayfa 152Kitabı okudu
İbrahim putları insanlar tarafından üretildi­ği için reddetmiş ve onlara kutsallık atfetmenin saçma olduğu sonucuna ulaşmıştır. Peki ama aynı mantıkla Tanrı hakkındaki fikirlerimiz de insan ürünü değil midir? Onları odun ve taştan ellerimiz­le şekillendirmesek bile, sözcüklerimiz ve fikirleri­mizle zihnimizde şekillendiririz. Bu nedenle onlar hakkındaki iddialar konusunda ihtiyatlı davran­mamız gerekir. Bu iddialardan bazılarının ne kadar tehlikeli olabileceğini şimdiden gördük. Tanrıların bizden çocuklarımızı kurban etmemizi isteyebilme­si, dinin insan topluluğunun düşmanı olabileceğini gösterir. Tanrı'nın İbrahim'i sınaması, hiç değilse insanların "yukarıdan" geldiğini düşündüğü bir emri uygulamak için hemen her şeyi göze alabile­ceğinin bir ispatıdır. Ve bazen din adına hemen her şey yapılmıştır.
Reklam
İslam sözcü­ğü Arapçada Müslüman sözcüğünün köküdür ve "Tanrı'nın iradesine boyun eğmek" anlamına gelir.
Sayfa 187Kitabı okudu
Konfüçyüs, Altın Kural olarak bilinen ilkenin ilk ifadelerinden birini ortaya koyar: "Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına da öyle dav­ran" ya da "Kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma."
Sayfa 118Kitabı okudu
Din nedir? Nereden kaynaklanır? İnsanın zihnin­den yani bizden kaynaklanır. Dünya üzerindeki di­ğer canlılar görünüşe göre bir dine ihtiyaç duymaz. Bilebildiğimiz kadarıyla bir din geliştirmediler. Tam da bu nedenle kendi hayatlarıyla daha barışık­lar. İçgüdülerine göre hareket ediyorlar. Hiç düşün­meden kendilerini varoluşun akışına bırakıyorlar. İnsan bu şekilde yaşayabilme yeteneğini kaybet­ti.
İsrail'in tanrısı, siyasetçiler tarafından iktidar oyunlarında kullanılacak bir put değildi. İsrailo­ğulları da diğer halklar gibi bir halk değildi. Kutsal bir halktı ve dünyadaki yegane amacı Tanrı'ya hiz­met etmekti. Halbuki bölgedeki iktidar oyunlarına saplanıp kalmışlardı. Tanrı da onları Babil'e sürgü­ne göndererek cezalandırmıştı. Ezekiel'in İsrailoğullarının günahlarından dola­yı sürgün edildiklerini söylemesi, din tarihinde bir başka ilginç fikri gündeme getirdi. İsrail halkı ya­şadıkları bölgedeki iktidar mücadelelerinde ne za­man mağdur olsa da peygamberler çekilen acılar­dan dolayı onları boyunduruk altına alan orduları değil Tanrı'ya sadakatsiz olan İsrail halkını sorum­lu tutuyordu. Bunun sonucunda başınıza kötü bir şey gelirse bunun kötü talih değil, günahlarınızın bedeli olduğu fikri doğdu.
Reklam
Zamanı sonsuz bir döngü olarak gören ve ruhun bu döngüden kurtulup mutlu hiçliğe kaçmak için mü­cadele ettiğini düşünen Hint bilgelerin aksine, Ya­hudi düşünürlere göre zaman Tanrı tarafından fır­latılan bir oktu ve hedefine varınca duracaktı. Da­niel bunun vaktinin neredeyse geldiğini düşünmüş­tü. Zamanın akışı son bulduğunda İsrailoğullarının çektiği acılar son bulacaktı. Bunun ardından bütün ölüler mezarlarından kalkıp yaratıcılarını görecek ve onun yargısına tabi olacaktı. Daniel, ölümden sonraki hayat ve her şeyin Tanrı'nın yasasına göre değerlendirileceği hesap günü inancını İsrail'e ilk kez getirmiş oldu.
Toplumda ku­rallar ve düzenlemelere ihtiyaç duyarız ama bunlar bizim efendimiz değil hizmetkarımızdır. Çok katı bir biçimde uygularsak, kurallar ve düzenlemeler aslında hizmet etmek için tasarlandıkları insanlar­dan daha önemli hale gelir. Taoistlerin altı yüzyıl önce keşfettiği bu olgu, yasacılığın ne kadar inatçı olduğunu gözler önüne serer.
Sayfa 158Kitabı okudu
Din tarihinde, diğer insanların sadece rüyalarda yaşadığı türden karşılaşmaları uyanıkken yaşayan insanlar görürüz. Bu kişilere peygamber ve hayalci deriz; başka bir açıdan bakıldığında yaratıcı sanat­çılar oldukları da düşünülebilir. Vizyonlarını resim veya romanlara dökmek yerine, mesajlar şeklinde formüle ederler ve milyonlarca kişiyi onların gör­düğü ve işittiği şeye inanmaya ikna ederler. Musa, bu gizemli etkinliğin ünlü bir örneğidir. Bir yerler­den bir şeyle temas kurmuş ve bu karşılaşma ne­deniyle Yahudi halkının tarihi sonsuza dek değiş­miştir.
Zerdüştlüğe inananlar, görüntülere asla itimat etmedi ama Bilgelik Tanrısı için kendi sembolleri vardı: Ateş. Tapınaklarında kutsal ateşi sürekli ya­nar halde tuttular. Bu nedenle yanlış bir biçimde ateşe taptıkları düşünüldü. Ateş onlar için kesinlik­le kutsaldı ama yalnızca Bilgelik Tanrısı'nın sonsuz hayatının bir simgesiydi.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Hindu öğretisine göre, tin veya ruhunuz şu anda yaşadığınız hayata gelmeden önce geçmişte birçok yaşam sürmüştür. Bundan sonra da gelecek­te birçok yaşam sürecektir. Bu hayatların her biri, daha önceki hayatınızda nasıl davrandığınıza göre belirlenir. Bu şekilde antikitenin derinliklerine ka­dar gerilere gidilir. Şu anda nasıl davrandığınız da çarkın bir sonraki dönüşünde ne tür bir yaşam sü­receğinizi etkiler.
312 yılında kimin im­parator olacağını belirleyecek olan savaş Roma'nın yakınlarında patlak vermek üzereyken, çadırında uyuyan Konstantin çarpıcı bir rüya gördü. Rüya­sında hemen önünde Hıristiyanların haç simgesi parıldamıştı ve buyurgan bir ses "Bu işaret seni za­fere ulaştıracak!" demişti. Konstantin ertesi sabah haç armalarıyla süslen­miş bayraklar diktirdi ve bu bayraklarla muharebe meydanına çıkıp rakibini yendi. Ertesi yıl, Hıristi­yanlara sıkıntı veren yasayı yürürlükten kaldırdı ve imparatorluk genelinde sınırsız din özgürlüğü tanı­dı. 315 yılında Hıristiyanlar tarafından lanetlenen çarmıha gerilme cezasını kaldırdı. 324 yılına gelin­diğinde diğer dinlere hoşgörüyle yaklaşmaya de­vam etmekle birlikte Hıristiyanlığı imparatorluğun resmi dini ilan etti. Yirmi yıl içinde zulüm altındaki dışlanmış bir inanç olmaktan çıkıp imparatorun gözde dini haline gelmek, çok çarpıcı bir değişimdi. Ancak Konstantin'in İsa'ya inanmasını spiritüel bir dönüşüm olarak görmek saflık olacaktır. Kons­tantin, Hıristiyanlığın imparatorluğu bir arada tu­tacak tutkal olabileceğine karar veren kurnaz bir politikacıydı: Evrensel bir Kilise, evrensel impa­ratorluğunu tescilleyecekti.
Sayfa 175Kitabı okudu
Yerinden yurdundan edilen Kızılderililer arasında da 1889'da Hayalet Dansı adında bir hareket ortaya çıktı. Bunu duyu­ran önder, yeterince uzun ve gayretli biçimde dans ederlerse, bütün beyazların yeni yeryüzünün derin bir katmanının altında sonsuza dek yanacağını söyledi. Hepsinden kurtulacaklardı! Bütün istilacı­lar yok olacaktı! Vahşi atlar ve bufalo sürüleri geri dönecekti. Yeniden fısıldayan otlar arasında sürü­ler halinde dolaşacaklardı. Yaşamış bütün Kızılde­rililer hayata dönecek ve cennette onlarla birlikte yaşayacaktı.
Sayfa 271Kitabı okudu
Katolik Kilisesinin çıkardığı en büyük teolog olan -ve mer­hametli bir adam olduğu anlatılan- Aziz Thomas Aquinas'ın Cennetin cazibesini artırmak için yaptı­ğı ekleme dikkate değerdir. Cennetin balkonundan aşağıdaki cehennem azabının izlenebileceğini söy­ler: "Azizlerin mutluluğunu daha da artırmak için ... lanetlilerin nasıl cezalandırıldığını eksiksiz bir biçimde görebilmeleri sağlanır." Dolayısıyla cehen­nem lanetliler için azapken, kurtulanlar için mut­luluktur.
Sayfa 209Kitabı okudu
Küresel bir takvime veya geçmişte olan şeyleri tarihlendirme yöntemine sahip olmak mantıklıdır. Bugün kullandığımız takvim, dinin tarihimizde ne kadar etkili olduğunu gösterecek şekilde MS 6. yüz­yılda Hıristiyanlık tarafından geliştirildi. Katolik Kilisesi uzun zamandır dünya üzerindeki en büyük güçlerden biriydi. Öylesine güçlüydü ki günümüzde bütün dünyanın takvimimi bile saptadı.
581 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.