İrticalen yapılan ve Lacan'ın o pek ünlü anlaşılmazlığı ile de bezeli seminer notlarından derlenmiş bi mini kitap dinin zaferi. Lacan sözlüklerini bile anlaşılmaz bulan benim gibiler için elbette okunması, muradının anlaşılması zor. Ne ki bi tür ilhamla ilerleyen bu anlam dünyasında el yordamıyla Lacan'dan devşirdiğini sandığın bi kaç şey de bütünün kavranılmamasından doğan huzursuzluğu maalesef dindirmiyor. Ama Lacan, bilinçle inşa ettiği bu dilin sezgisel kavrayışı güçlendirdiğini ve bunun enetelektüel bilinçte daha sağlam bir zemin teşkil ettiğini düşündüğünden olsa gerek, çetrefil tarzını, âtide bir gün mutlaka anlaşılacağına dönük inancıyla bu seminerinde de inatla sürdürüyor.
Psikanalistin günah çıkaran bir papaza nazaran daha az avantajlara sahip olduğunu, bir ömür biçtiği psikanalizin, tüm yararlarına rağmen günlük yaşama dair soruların yanıtlanmasında, dinin sunduğu olanaklara sahip olmadığını savunduğunu söyleyebilirim. Bilimin insana sunduğu soluk ve soğuk yanıtların dine kaçışı hızlandıracağını ve (dijital çağı ıskalayarak) televizyonun hakimiyetini insanlık için temel sorun saymasını, tv den kopuşun insanları dine daha çok yönelteceği gibi görece fos çıkan öngörülerinin tutmamasını da, kendisini filozofiyle ilgili görmediğini söyleyen Lacan için mazur görülebilir bir uzgörü noksanlığı sayabiliriz.