Hıristiyanlar, Filistinli bir Yahudi olan, çarmıha gerilerek ölen
ve gömüldükten üç gün sonra dirilen, dinin yayıcısı ve peygamber Nasıralı İsa'nın müritleridir.
. On iki
İsrail kabilesi, toprağı ve dili Tanrı tarafından belirlenmiş bir halk oluşturdular. İlkçağ'da İsrail'in siyasal birliği
kaybolduktan sonra diasporadakiler
vadedilmiş toprakların anısını korudular. Vadedilmiş topraklar soyut bir
öbür dünyayı değil, eskiden İbranilerin
kontrolünde olan, İsrailoğullarının
birçok kez terk ettiği ve dinsel nedenlerle geri geldiği mitsel yeri, Akdeniz
ve Şeria ırmakları arasında coğrafi bir
alanı temsil eder.
Siyasal, ekonomik, stratejik ve simgesel çıkarlar etrafında şekillenen gerginlikler,silahlı çatışmalara ve soykırıma varan katliamlara dönüştü. Din, kitlelerin fanatikleştirilmesi için liderlerin elindeki bir araç haline geldi.
Sonraki on yılda Kuzey Afrika ülkelerinin bağımsızlıklarını ilan etmesi, buralardaki
Yahudilerin Fransa'ya ve İsrail'e gitmesine yol açtı. 1990'dan sonra ise Rusya Yahudilerinin İsrail'e doğru büyük göçüne tanık olundu. Buna, hem dağınık hem de
1984'te Falaşalar (Etyopya Yahudileri) gibi belirli bir merkezden gerçekleşen göç
dalgaları eklendi. Göç yolları karmaşıktır: Kuzey Afrika'dan gelen Yahudi aileleri İsrail'e gitmeden önce bir dönem Fransa'da kalmaya da ilk önce İsrail'de kalmayı deneyip daha sonra Fransa'ya yerleşmişlerdir. İsrail aynı zamanda Amerika'ya doğru
gerçekleşen en son göç öncesi transit ülke olmuştur.