En son onuncu sınıfta elime almıştım seni ve yarım kalmıştın, çok ağlamıştım, bu kadar gerçekçi olmamalıydın. Pamuk şeker zihnime ve harikulade oyuncak dünyama bir leke gibi sürülmüştün, gerçi pembiş bir domuzcuk olarak kalsaydın o kadar sırıtmazdın kafa mahallemdeki bebek evimde ama yoğun tasvirler boğazıma bir kılçık gibi takıldı adeta, finali
112 sayfa, kısacık bir roman. Her ne kadar okurken beni zorlayan cümleler ve anlara tanıklık etmiş olsam da, anlatılan hikayenin en kurgusal yönünün bile ne kadar gerçekçi olduğu bütün anlatılardan daha çarpıcı ve zordu. Et ve beden politikaları üzerine düşündüren önemli bir eser. Türkçe baskısının pek ilgi görmemiş olması beni üzdü açıkçası. Keşke yeni bir baskıya girse.
27 yaşındaki Marie Darrieussecq’in Dişi Domuz kitabı Fransa’da bir ayda 100 bin adet satılmış. Bizim ülkemizde 1996 da yayımlanmış fakat bana kalırsa diğer ülkelerde olduğu kadar değer görmemiş. Yani bu kitap her ne kadar yeni basılmış olsa da aslında eski bir kitap.
İşlenen konu ise çoğunlukla kadınlar üzerine kurulu. Bir parfümeride işe başlayan isimsiz bir kadından dinliyoruz bu alegorik hikayeyi. Bu anlatıcı bazı kazançlar karşılığı bu mağazada ahlâk değerlerini kaybediyor ve gün geçtikçe kilo alıp, vücudu kıllanıyor. Bir domuza dönüştüğünü fark ediyor.
Tamamen kadına dayatılan toplumsal roller işlenmiş kitapta.
Kadın kilo alamaz, belli bir şekilde olması gerekiyor gibi bir güzellik algısı var. Bir taraftan kadının cinsel arzu ve istekleri yadırganıyor.
Her ne kadar bir oturuşta bitirsem de okumak rahatsız ediciydi, bazı şeyler yıllar geçse de değişmiyor.
Ben okumanızı tavsiye ederim. Özellikle feminist okumalar yapmayı sevenlere
Dişi DomuzMarie Darrieussecq · Sel Yayınları · 2023139 okunma
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Dişi Domuz, Fransız yazar Marie Darrieussecq'in 1996 yılında yayınlanan kısa romanıdır. Yazarın ilk kitabıdır. Bu roman büyük bir başarı kazandı ve kırktan fazla dile çevrildi.
«Tüm bu tuhaflıklar Tanrı'nın gazabı mı acaba diye düşünmeye başladım,
Alegorik bir hikaye olarak tanımlanabilecek olsa da benim açımdan okuduğum en garip distopik evrenlerden biriydi. Kitabın ilk yarısında kadınlara toplumda yüklenen katı bir ahlak düzeninin eleştirildiğini okudum daha çok. Parfümeri dükkanı adı altında tamamen bir hayat kadınlığı öden bir yerde çalışan ve başarılı olan kadının zamanla ahlaki yönden zayıflaması bir domuz olarak tasvir ediliyor ve kadın gittikçe gerçekten domuzlaşıyor. İkinci yarısında ahlaki durum aşk, hırs gibi duygular üzerine evriliyor. Okurken absürtlüğünü zirvede yaşadığım bir eser oldu.
Dişi DomuzMarie Darrieussecq · Sel Yayınları · 2023139 okunma
