"İnsan hayatını yönlendiren kanunların hesaba dayanan bir mantığı yoktur. Uzay boşluğunda dönüp duran dünyamız da kanlı dramların gösterildiği sahneden başka bir şey değildir. Bu dünya güneşin etrafında döndüğü sürece ve ta kıyamete kadar kan dökülmesi mi gerek...?"
"Başarmayı ne kadar isterdim!
Yine sana sesleniyorum Tanrım: Paraya, altına çarparak dönen kelimelerin değeri nedir? Yer altında işlenen kötülüğe karşı vaızlar ne yapabilir?"
Hayalden doğan umutlar, genellikle zaman içinde kırılıp giderler, temelleri yoktur. Tıpkı köksüz bazı ağaçlar ve çiçekler gibi... hayallerin trajik kaderi budur. Ama yine de hayalsiz yapamayız. İyiyi ve kötüyü tanıyacağımız yolda yürüyebilmek için hayaller gereklidir.
Şimdi yine çok iyi bildiğim caddeleri arşınlıyorum, doğup büyüdüğüm şehirde bir yabancı gibi hissediyorum kendimi. Sanki ben burada doğmadım, burada büyümedim.
Ruhum,
öylesine
boş
ve
soğuk...
İnsanlar düşünen yaratıklar olarak ortaya çıkışlarından beri kendilerini daha iyi tanımaya çalışmışlar, ama bütün çabalarına rağmen şu soruya bir cevap verememişlerdi: Kötü, hemen her defasında, niçin 'iyi'den daha güçlü olarak ortaya çıkıyor?