Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Divan Edebiyatı Estetiği

Cihan Okuyucu

Divan Edebiyatı Estetiği Sözleri ve Alıntıları

Divan Edebiyatı Estetiği sözleri ve alıntılarını, Divan Edebiyatı Estetiği kitap alıntılarını, Divan Edebiyatı Estetiği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan hayatı nazari olarak "zihni" ve "teessüri" olmak üzere ikiye ayrılır. Prensip olarak zihni hayatın mahsulü akla müstenit ilimler, teessüri hayatın verimleri ise sanatlardır. Ancak "His ve fikir şuurumuzda birbirine öyle sarmaş dolaş olmuş bir tarzda akar ki ikisinden birini tam ve mücerret olarak ele almak istesek muvaffak olamayız. Hangisini biraz derinleştirsek ekseriya diğeri ile karşılaşırız... Edebiyat, duygu ve duygu ile imtizaç etmiş fikirdir."
Eşya âlemi "Mutlak"ı yansıtan sonsuz sayıdaki aynadan ibarettir.
Reklam
Günümüzde en yaygın isim olan divan edebiyatı tabirine ise ilk defa Ali Canib'de rastlanır.
Sayfa 117
"Âşık olmak bir bilinç felci, bir nevi aptallaşma, sevilende hipnotize olma halidir. Platon buna 'kutsal delilik' der. Sevenin gözünde dünya yok olmuştur. Sevgilisi dünyayı yerinden oynatmış, onun yerine kendisi geçmiştir. "
Anadolu'daki bilinen en eski divanlardan biri Farsça olarak yazılmış Mevlana ve Sultan Veled divanlarıdır.
Sayfa 123
Modern sanat hareketlerinde estetik ve fayda kavramları birbirinden ayrı düşünülür. Bütüncü bir hakikat anlayışına sahip olan İslam'da ise güzel ile faydalı, bilim ile sanat birbirinden ayrılmaz. Aslında bu durum diğer klasik kültürlerde de böyledir. Eski Yunan'dan kalan bir sürü alet edevat -kaşık, küpe, tarak, kalkan vs.- hep günlük hayatta kullanılmak üzere yapılmıştı; ama aynı zamanda güzel idiler. (...) Güzel ile faydalı kopunca bir tarafta hayalin güzelliği ile kimsenin ilgilenmediği faydacı bir medeniyet, öbür tarafta ise lüks bir güzellik budalalığı, anlamdan yoksun kelimecilik, düzensiz müzik düşkünlüğü kalır.
Reklam
"Bu dünya bir gurbet diyarı ve geçici bir kervansaraydır.Buraya gönül bağlama ve asıl ebedi yurdunu unutma, kendini ona hazırla. Ölümün ne zaman geleceğini veya kıyametin ne zaman kopacağını biliyor musun? Dünya cefası çok,vefası az bir duraktır; o seni bir kez güldürse ardından hemen ağlatır; o halde ona bu bağlılık neden? Neden nefsinin zebunu olmadasın, aklını başına devşir!Dünya denen kocakarının aldatmasına kanma,bu günden yarını gör.Dünya da dünyadaki her şey gibi fanidir, kalıcı olan tek şey Allah'tır.Ölüm ne fakir seçer ne de zengin; yarın bir kefenle gömüleceksin;o halde sultan olsan neye yarar.Dünya bir etkinliktir; insan yapıp ettiğinin karşılığını hesap gününde görecektir.O dehşetli günü sıkça anmak ve oraya hazırlanmak lazımdır.Kıldan ince kılıçtan keskin sırattan geçmenin dehşetini asla unutma! İnsanı kurtaracak şey Resul'ün sünnetine uymak ve onun yolundan gitmektir.Ölümden hiç kimse kurtulmadı, ona ne Bukrat ne Lokman deva buldu.Ne tahtı rüzgârda gezen Süleyman kaldı ne asası ejder olan Musa.Hani Yakup, hani İsmail, hani güzeller güzeli Yusuf? Ebubekir,Ömer Osman ve Ali nerede! Hakkın sevgilisi Hz.Muhammed bile öldükten sonra biz mi kurtulacağız.O halde ölüme hazırlan!" Ahmet FAKİH
Nasıl gölgenin bütün hareketleri gerçekte gölge sahibine aitse gölgeden ibaret olan sanatkârın fiilleri de gölge sahibi olan Allah'a aittir İbnü-l Arabî
Sayfa 102 - kapıKitabı okudu
Bütün şekillerin başlangıcı noktadır. Tıpkı bir hiç gibi. Hiç, gerçekte yokluğu ifade etmez; her şeyi birden ifade eder. Külli bir varoluş felsefesine sahipsek nokta her şeyden önemlidir. Noktanın uzunluğu, genişliği ve kalınlığı yoktur. Nokta, bu bağlamda duygularla değil, akılla kavranan bir uzaydır. Bu yüzden nokta cismani değildir. Arap rakamı ”sıfır”ı anlatmak üzere sadece nokta koyar. Nokta çizginin başlangıcıdır. Noktanın hareketiyle yalnızca uzunluğu olan bir boyut elde edilir. Çizgi de cismani değildir, yüzeylerin başlangıcıdır. Çizginin hareketiyle oluşan yüzey de cismani değildir. Ancak bu şekillerin birkaç türünü birden bünyesine alan ve yepyeni anlayışlarla sistemler kuran bir geometrik tabloyu, sembolik motiflerin ötesinde, sadece İslam düşüncesinin ürünü ve belirtisi olarak yorumlamak gerekiyor. (Mülayim, 174)
"Divan Edebiyatımız medeniyet âlemine büyük bir iftiharla sunabileceğimiz bir sanat mahsulüdür.Onun içinde insan zekası kendi yolunda varabileceği son merhaleye varmıştır."
99 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.