Divan-ı Hümayun

Ahmet Mumcu
Osmanlı Devleti'nin kurulmasından kısa bir süre sonra doğmuş olan Divan-ı Hümayun, 15. yüzyıl ortalarından 17. yüzyılın ilk yarısına kadar Osmanlı Devleti'nin yönetimine damgasını vurmuş, yüzyılın sonlarına doğru ise önemini yitirmeye başlayarak bir sembol hâline gelmiştir. Osmanlılardan önceki ve Osmanlıların çağdaşı İslâm devletlerinde var olan benzeri kurumlardan farklı olan Divan-ı Hümayun'da, siyasal, yargısal, yönetsel tüm işlerin görülebilir olması, Osmanlı Devleti'nin merkezci karakterinin kesinliğini ve devlet adamlarının pratik çalışma, çabuk ve doğru karara varma duygularının gelişmişliğini göstermektedir. Padişahın divanı, üstün yetkileri ve çalışma biçimiyle devletin en saygın organı durumuna gelmiş, Divan'da çalışmak, bir şeref simgesi olmuştur. Divan-ı Hümayun, padişahın divanı olsa da burada çalışanların padişahın değil, Divan'ın hizmetinde oldukları görüşü yerleşmiş, kadılar bile burada yargılanabilmiştir. Fakat padişahların kişiliği zayıfladıkça, vezir-i âzamlar güçlerini artırmışlar ve Divan-ı Hümayun etkinliğini yitirmiştir. Ayrıca yargısal kararların infazı sırasında acele verilen hükümler, kimi zaman adalet duygusuna aykırı olmuş ve büyük haksızlıklar doğurmuştur. Gücü nispetinde sağduyudan yoksun vezir-i âzamlar ise Divan'da büyük otorite kurarak, devlet düzenini bozucu kararlara varmış ve kimi zaman bu kararlarıyla ayaklanmalara yol açmışlardır. (Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Ahmet Mumcu
Ahmet Mumcu
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 54 dk.Sayfa Sayısı: 208Basım Tarihi: Nisan 2007Yayınevi: Phoenix Yayınevi
ISBN: 9789944931236Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
ALANINDA BİR İLK OLAN DİVAN-I HÜMAYUN İLE İLGİLİ İNCELEME
Ahmet Mumcu’nun Divan-ı Hümayun adlı eseri, Osmanlı Devleti’nin tartışmasız en önemli kurumunu ileri derecede araştırıp inceleyen ilk araştırmacımız olsa gerek. Ulu/kutlu divan anlamına gelen Divan-ı Hümayun’un, evrensel hukuk kurallarına tam olarak uyduğu elbette söylenemez. Fakat adı rüşvetle, yolsuzlukla birlikte anılan ve rüşvetle alıp satılabilen Kadılık makamıyla kıyaslandığında Divan-ı Hümayun kararları son derece adil, adil olduğu için de itibarlı bir kurumdur. Yerli ve yabancı herkesin, her konuda başvuruda bulunabileceği Divan-ı Hümayun’un Osmanlı Devleti’nde o kadar önemli bir yeri vardır ki, bu kurumun itibar kaybı ile Osmanlı’nın itibar kaybı aynı döneme, yani 17. yüzyılın ilk yarısına denk düşer. Zira bu devirden sonra padişahlar Divan-ı Hümayun toplantılarına başkanlık etmeyi terk etmekle kalmamış, artık kafes arkasından da divan toplantılarını izlemeyi bırakmaları ve inisiyatifin vezirlere geçmesiyle bu kurum yavaş yavaş itibar edilir olmaktan uzaklaşacaktır. Tek olumsuzluğu ise, önce “Giriş” adı altında yirmi sayfalık tam bir kitap özeti çıkartılmış. Bu da yetmemiş olacak ki, kitabın neredeyse bütün sayfalarında da “daha önce de anlatıldığı gibi” veya “ileride bu konu daha detaylı anlatılacaktır” gibi bitmez tükenmez, usanç verici tekrarlarla adeta okuyucunun sabrı sınanmaktadır. O kadar ki, tekrarlar olmasa 70-80 sayfa ancak olacak kitap bu şekilde bir hayli şişirilmiş. Kısacası, hani “söz ahmağa iki kere anlatılır” derler ya Mumcu bu kitabında okuyucuya iki değil, üç kez anlatıyor. Tüm bunlara rağmen, bu eser Türk tarihi açısından çok önemlidir ve bir ilktir. Okuyarak kalın.
Divan-ı Hümayun
Divan-ı HümayunAhmet Mumcu · Phoenix Yayınevi · 200719 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.