Oldest Divane Posts

You can find Oldest Divane books, oldest Divane quotes and quotes, oldest Divane authors, oldest Divane reviews and reviews on 1000Kitap.
Dünyamarketinde şeytanın sloganı "Elini verene eldiven, ayağını verene ayakkabı,ömrünü verene dünya veriyoruz"
Kuran-ı Kerim'e baktığımız zaman bu yüce kitapta apaçık bir yol tarifi bildiriliyor ve 'bu yola göre yolcu tarifi'yapılıyor.Kuran-ı Kerim'in bu yaklaşımında yolun yolcuya göre değil,yolcunun yola göre degismesi esastır.
Reklam
237 syf.
9/10 puan verdi
Divane ile kanımın kaynadığı bir dönemde tanıştım. Aşk, sokaktaki arkadaş çekişmeleri, yanlış ortamlar vs vs... Yakup hocanın nasihetleri beni baya toparlamıştı. Allah'ın El Vedud ismini bu kitapta öğrenmiştim. Vedud esmasının anlamı ‘’Sevilmeye çok layık olan’’ anlamındadır. Oysa biz gönlümüzü nelerle meşgul etmiştik. Baya içerlemiştim. Divanenin gülbenaza olan aşkı. Sonrasındaki olaylar silsilesi. Mutlaka tavsiye ediyorum. Bir solukta okunacak bir eser...
Divane
DivaneMehmed Alagaş · İnsan Dergisi Yayınları · 2000201 okunma
"Vedud, Vedud, Ya Vedud" Sabahın sessizliği içinde bir anda yükselen bu haykırışlar, köyün sıradışı insanı Divane'ye aitti. Her sabah güneşle birlikte evden çıkarken, önce kapının önünde durarak uzun bir süre etrafına bakınır ve sonra ellerini, gözlerini ve gönlünü semaya yönelterek "Vedud, Vedud, Ya Vedud" diye haykırırdı.
Bitmişti, bitivermişti her şey! Sanki terkedilmiş bir yurt, bir toprak parçasıydı babasının vücudu. Oysa aynı toprak parçasının her bölgesinde ayrı bir alem, her hücresinde ayrı bir hareket vardı önceleri!. İyi ama bu bedene hayat veren o şey neydi ve o neredeydi şimdi? Bilinen bir cevabı tekrarlayarak "O şey candı ve can çıktı" demek, ne kadar basit bir yaklaşımdı. Uyumak için esneyen bir akılla "can, can" diyenler, acaba canın ne olduğunu, nasıl çıktığını ve nereye gittiğini biliyorlar mıydı?
Insan dünya için değil dünya insan için yaratılmıştı. Dünya ile insan el ile eldiven ayak ile ayakkabı gibiydi.!. Hangi eldiven bir elden, hangi ayakkabı bir ayaktan daha değerli olabilirdi ki? O halde elleri pahasına eldiveni, ayakları pahasına ayakkabıyı, kendileri pahasına dünyayı elde etmek isteyenler ne yaptıklarını ve nasıl bir yanılgı içinde olduklarını hiç düşünmüyorlar mıydın? El gittikten sonra eldivenin, ayak gittikten sonra ayakkabının, insan gittikten sonra dünyanın ne önemi ve ne değeri kalacaktı ki!.
Reklam
Reklamlarını şeytanın yaptığı "Dünyamarkette" 'elini verene eldiven, ayağını verene ayakkabı, ömrünü verene dünya veriyoruz..' şeklinde bir kampanya olsa hangi akıllı insan bu markete müşteri olurdu!. Hiçbir insan, hiçbir akıllı insan bu markete müşteri olmayacağına göre, sözkonusu markette birbiriyle itişen, birbiriyle yarışan milyarlarca insan da neyin nesiydi!. Bunlar ne yaptıklarının nasıl bir alışveriş içinde bulunduklarının farkında değiller miydi? Değillerdi, elbette ki farkında değillerdi!. Çünkü eldivenin peşinden giderken ellerini, ayakkabının peşinden giderken ayaklarını, dünyanın peşinden giderken ömürlerini yitirdiklerini sonra, daha sonra anlıyorlardı. Karanlık marketin içindeyken bunu anlamayan mikyarlarca insan, tabutlar icinde marketten dışarıya yani gün ışığına çıkarıldıkları zaman, ancak o zaman ne yaptıklarını, nasıl bir alışverişte bulunduklarını fark ediyorlardı!. Tabii ki gecikmiş, tabii ki geç kalmış bir farkediş oluyordu bu!. Artık bin eldiven verseler de yeni bir ele,bin dünya verseler de yeni bir ömre sahip olamazlardı!.
...Bizler dünyaya sahip olmak için değil, şahit olmak için geldik.
207 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.