Diğer dillerde bir nesneye işaret etmek için sadece tek bir kelime yahut birbirlerinin yerine bir veya daha fazla kelime söz konusu olabilirken, Klasik Arapçada çok geniş bir kelime yelpazesi vardır ve her bir kelime kendine has anlamlara sahiptir. O kadar ki tek bir kelime, işaret ettiği nesnenin -tüm özellikleriyle beraber- detaylı bir resmini ortaya koyar. İşte bu nüanslar ve imalar genelde tercümede kaybolur.
Nasıl ki bir kandil veya yıldızın en berrakça parladığı zaman gecedir, ilahi vahiy tarafından aydınlatılan saf bir ruh da en çok en karanlık zaman ve mekanlarda parlar.
Kur'ân ın "Bir selâmla selâmlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selamlayın ya da aynısıyla
mukabele edin. Allah her şeyin hesabını yapandır" (4:86) emrinin güzel bir örneğidir.
Gündüzün aydınlık ve hareketliliği
ile gecenin karanlık ve durgunluğunun, yaratılışın düzeninde zaruri ve tamamlayıcı rol oynaması gibi, kolaylık ve zorluk da Allah'ın her bir insan için çizdiği planın zaruri unsurlarıdır."