Diyalektik Materyalizm

Hikmet Kıvılcımlı
9/10
19 Kişi
93
Okunma
26
Beğeni
1.420
Görüntülenme
Görüyoruz ki, olguları esas tutarak yürümek, ilkin zannedildiği ve söylendiği kadar basit ve yüzeyde değildir. Olan biten olayların mihenk taşına vurulan her felsefe sistemi çarçabuk tuzla buz olur. Ayakta duran tek felsefe kalmaz. Bir şey kalır; Diyalektik materyalistçe, olanı olduğu gibi kavrayış. Gerçek materyalizmin ana düşüncesi: gerçek dünyaya (doğaya ve tarihe) herhangi bir idealistçe kuruntu taşımadan bakmak, gerçek dünyayı olduğu gibi görmektir. Diyalektik materyalizmde bu anlayışın dışında atfedilecek hiçbir mutlak ve sabit fikir, hiçbir doğma (nas), hiçbir başka gerçek yoktur. Olanı olduğu gibi görmek: «materyalizm bundan başka bir şey göstermez» (Engels, a.g.e. s. 57). Bu kavrayışla yola çıkıldı mı: Gözleri bağlayan eski sistem perdesi yırtılır. Önceden uydurulmuş ve edinilmiş (a priori: öncüleyin) fikirlere ezbere inanmak ortadan kalkar. İnsan düşüncesi yüzyıllardan beri aradığı gerçek aydınlığa kavuşur. Ne kendini, ne de başkalarını aldatmaya olanak kalmaz. Artık bir düşünce: doğru mu, yanlış mı; Gerçek mi; değil mi?.. gibi sorulara verilecek cevap kısadır. O düşünceye uyan olay: Var mı; Yok mu; Olmuş mu; Olmamış mı?… Eğer olay, olgu varsa yahut olmuşsa, onu ifade eden düşünce de doğrudur. Bu gerçektir.
Kitabın Konusu:
82 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1 Mayıs 1974
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

·
Puan vermedi
Okuduğum en kötü Diyalektik Materyalizm kitabı olabilir ... Teorik boyutunu çok yüzeyden ve kısa bir şekilde anlatıyor bana kalırsa bu şekilde teoriyi basitleştiriyor. Yüzeyden anlatmasına ve basitleştirme çabasına rağmen olayı daha karmaşık bir hale getirmiş ... Daha çok pratik boyutuna odaklanmış, pratiğin önemini yadsımıyorum ancak teorinin soyut kısmı iyi kavranmadıkça pratik de okuyucunun kafasında net olmuyor... En çok rahatsız olduğum kısım, "materyalizmi mekanik olarak görenler metafizik bir bakış açısına sahiptir " vs vs bu tarz kategorileştirme biçimi kitapta çok yaygın , söylediği şeyler yanlış değil ama daha doğru düzgün teoriyi anlatmadan materyalistler şöyle metafizikciler şöyle vs şeklinde anlatımlarda bulunuyor . Bu yazarın anlatım biçimini bir türlü sevemedim , bir sürü gereksiz metaforlar , benzetmeler vs ekleyerek okuyucuyu gereksiz yere yoruyor ve bunaltıyor . Bazı yerlerde kişisel yargılarını eklemesi de hoşuma gitmedi ...
Diyalektik Materyalizm
Diyalektik MateryalizmHikmet Kıvılcımlı · Derleniş Yayınları · 201693 okunma
82 syf.
7/10 puan verdi
Hikmet Kıvılcımlı ismini çok duymuştum fakat okumak nasip olmamıştı. En son Cemil Meriç'in de ona salladığını görünce demek ki doğru düzgün birisi dedim ve aldım. Diyalektik Materyalizm konusunda birkaç kişinin anlatımını sade ve güzel buluyorum. Kıvılcımlı güzel anlatmış fakat bazen yoruyor. Sanırım olayı kesin çizgilerle verme çabasından terimlerden uzaklaşamıyor. Onun dışında gayet iyi bir kitap.^^
Diyalektik Materyalizm
Diyalektik MateryalizmHikmet Kıvılcımlı · Derleniş Yayınları · 201693 okunma

Yazar Hakkında

Hikmet Kıvılcımlı
Hikmet KıvılcımlıYazar · 96 kitap
Babası Priştine'de posta telgraf müdürü Hüseyin Bey, annesi Münire Hanım'dır. 17 yaşında gönüllü olarak Kurtuluş Savaşı'na katıldı,Yörük Ali Efe çetesinde Kuvayı Milliye gönüllüsü oldu, Köyceğiz Kuvayı Milliye Askerî Kumandanlığı görevinde bulundu. Liseyi Vefa Lisesi'nde okuduktan sonra sınavla İstanbul Tıp Fakültesi'ne girdi. Öğrencilik süresince direniş faaliyetlerini sürdürdü, Kurtuluş, Aydınlık gibi TKP yayınları yoluyla giderek komünist fikirlerle tanıştı ve 1920'lerin başında Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi oldu. 1925'de TKP'nin Beşiktaş Akaretler'de gerçekleştirdigi 2. kongrede TKP Merkez Komitesi'ne seçildi. Merkez Komite içerisinde gençlik sorumlusu olarak görev aldı. Aynı yıl Aydınlık gazetesinde ilk yazıları yayınlanmaya başladı. 1925'ten hayatının sonuna kadar kadar sürekli kovuşturmalara, işkencelere maruz kaldı ve toplam 22,5 yıl hapis yattı. 1925 yılında Kürt ayaklanmaları ile çıkan Takrir-i Sükun çıktıktan sonra İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı ve 10 yıl kürek cezası aldı. 1 yıl hapis yattıktan sonra çıkan afla serbest kaldı. 1927 yılında Vedat Nedim Tör ve Şevket Süreyya Aydemir'in partiden ayrılması ve parti arşivini polise teslim etmesi ile diğer parti üyeleriyle birlikte tutuklandı. 3 ay tutuklu kaldı. 1929 yılında İsmail Bilen'in (Laz İsmail) İzmir Davası'ndaki provokasyonu nedeniyle 4,5 yıl yeni bir mahkûmiyet aldı 1938 yılındaNazım Hikmet'le birlikte yargılandığı Donanma Davası'nda 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı, 12 yıl yattıktan sonra tahliye oldu. 1954 yılında legal Vatan Partisi'ni kurdu. 1965 yılında Tarihsel Maddecilik Yayınları'nı kurdu ve yönetti, Marx, Engels ve Lenin'in eserlerinden birçok çeviriler yaptı ve yayınladı, Das Kapital'in bir bölümünü çevirdi. 1967'de İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği'ni (İPSD) kurdu. İktisattan antropolojiye, Marksist düşüncenin tarihsel ve kuramsal gelişiminin açıklanmasına ve Türkiye'de bir işçi sınıfı devriminin strateji ve taktik sorunlarına kadar çeşitli konularda çok sayıda telif eseri ve Aydınlık, Türk Solu, (kendisinin kurduğu) Sosyalist, Ant gibi dergilerde makaleleri yayınlandı. En önemli eserleri olan Tarih Tezi kitabını 1965, Yol: TKP'nin Eleştirel Tarihi kitabını da 1932 yılında yayınladı.1971 yılında ağır hasta olduğu için yoldaşları tarafından tedavi için yurt dışına çıkarıldı. 11 Ekim 1971'de Belgrad'da öldü.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.