Dergilerin garip bir kaderi var. Bir nesle hitap ederler çok defa. Sonra meşin türbelerinde ebedi istirahate çekilirler. Bir ölen heyecanlar mezarlığı. Ama bir devrin çehresini makyajsız olarak dergilerinde bulabiliriz, kitaplarında değil. Kitap daha yapmacıklı. Orada düşünceler gelecek asırlara yollanan birer mektup. Kitaplar çok defa mumyalanmış fikirler. Dergi ve gazete, bir devri, terlik ve sabahlığı ile teşhir eder. Bunun için dergilerde seyahati, kitaplarda seyahate tercih ederim. Daha mahrem, daha samimi bir yolculuk. Şehrin iç sokaklarına daha çok sokulabilirsiniz. Müzeden çok antikacı dükkânı, hatta Kapalı Çarşı'daki, Bit Pazarı'ndaki külfetsizlik, en kabadayılarında, en çatık kaşlıların da bile insanı gülümseten, bazen ağlamamak için gülümseten çocukça saffet ve hayal sefahati. Şöhreti fethe koşan bir aydınlar ordusu, heyecanlı, ümitli, çoğu yarı yolda kalmış, kimi yol değiştirmiş, hedefe varan birkaç kişi.
Cemil Meriç, Jurnal, İletişim Yayınları, İstanbul, 1992