Diyelim - Söz Arasında

Nurullah Ataç
Anlıyarak öğrenmek, kullandığımız tilciklerin köklerini öğrenmekle başlar.
Arapça sened kökünden tesânüd sözünü kur­mak uydurmak değil de, türkçe dayanmak kökün­den dayanışma sözünü üretmek uydurmak! Niçin? Niçini miçini yok, öyledir işte. Sakın sormaya kalk­mayın, niçinini söyleyemezler de, kızarlar, hınç bağ­larlar size.
Reklam
Özgürlük isteyen, kendisi gibi başkaları için de özgürlük istiyen kişi, kendi düşüncelerine uymıyan, onlarla karşıt olan düşüncelere ille birer yalan, birer yanlış diye bakmıyan kişidir.
Sayfa 21 - YKY
“Sanat tabiata ilave edilmiş insandır." Türkçede bunu böyle söylememeli,, anlaşılmıyor. “Dörüt, kişinin doğadan (tabiattan) aldığına kendi benliğini de katmasıdır” deseydi... Doğrusu o da pek olmuyor. Bence Zola’nın bu yorudaki (manadaki) sözü daha iyi, daha açıktır: “Dörüt, doğanın bir kişilik arasından görünüşüdür”.
Gerçek bir güzelliği anlıyamamaktansa yalancı bir güzelliğe kapılayım, bence daha iyidir. Hem doğrusunu isterseniz ben hiçbir sanat çığırının yalandan, sadece iş olsun diye uydurulmuş olduğuna inanamam. Yapmacığın da bir kökü vardır, o da yaşadığmız çağın birtakım dileklerini gösterir.
EĞLENDİRMEK - Auguste Bréal’in bir sözü vardır, çok hoşuma gider... “Auguste Bréal de kim ola?” diyeceksiniz. Haklısınız, azdır onu bilenler. Büyük dil bilgini Michel Bréal’in oğlu, yanılmıyorsam asıl işi resim yapmakmış,
Reklam
"Doğu Doğu’dur, Batı da Batı.” Omuz silkerdim bu söze. “Neden” derdim, “bizim etimiz, kemiğimiz başka mı? Doğa başka türlü mü yaratmış bizi?” derdim. Batılılara benzemek isteyince, Batılı olmak isteyince neden ulaşamıyalım o ereğe? Şimdi de öyle düşünüyorum. Ancak şimdi duyuyorum, anlıyorum o sözün büsbütün boş olmadığını.
Reklam
Doldururlar evlerine kitapları, bir yerde bir kitap gördüler mi, nedir diye bakmadan geçemezler, benim sokakta gördüğüm her kediyi okşamak istemem gibi.
Sayfa 137 - YKYKitabı okudu
‘DÜŞÜNMEk, İNANMAK’
İnsanoğlu düşünen bir varlıktır, yaradılışı gereği düşünmek ihtiyacını duyar. Ama pek sevmez düşünmeği,korkar düşünmekten. Nasıl korkmasın? Düşünmek yorucu olmakla kalmaz, şaşırtıverir kişiyi,türlü şüphelere düşürür. Bir yol düşünmeğe başladınız mı, kolay kolay kesip atamazsınız.
Sayfa 118Kitabı okudu
En iyilerimiz, Avrupalılardan bir iki düşünce öğrendi, bir iki düşünce kaptı, yıllarca onu geveledi durdu. Biz Avrupa’yı, büğün yöneldiğimiz uygarlığı gerçekten anlıyamadık, tarihi ile kavrıyamadık onu. Son yüzyılın birkaç yazarını okumakla yetindik. İçlerinde değerli olanları, belki çok büyükleri vardı. Ama biz onlardan öncekileri bilmediğimiz için onları da anlıyamadık. Şöyle üstünkörü dinledik söylediklerini, özlerini kavrıyamadık.
Sayfa 128Kitabı okudu
“Falan kişi bütün varlığiyle Türk mimarlığının şaheseridir” diye bir lakırdı etmiş, siz: Bütün varlığiyle ne demektir? O falan kişi yemeğini yerken, şu bu işini görürken de Türk mimarlığının şaheseri midir? Bir kişi mimarlığın şaheseri olur mu? Şu şaheser sözü de gelişigüzel, uluorta kullanıla kullanıla pek cıvıdı, eskiden bir manası vardı belki, yitirdi artık onu, koflaşıverdi”
Ya gerçekten düşünmediklerini söyliyenler, doğru olduklarına inanmadıkları düşünceleri bir tutku, bir çıkar uğruna savunanlar, onların da özgür olmasını istiyecek miyiz? Yalan da özgürce söylensin demiyoruz ki! Gerçekten düşünmediğini söyliyen, doğruluğuna inanmadığı bir düşünceyi savunan kişi, yalancılık ediyor demektir. Özgürlük, düşünce özgürlüğü bir ahlak işidir, yalan ahlaka sığmaz.
270 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.
Resim