Kadını doğduğu veya doğuracağı evin sultanı yapan değerler Rabbanî değerlerdir. Kadın, kimsenin himayesine muhtaç değildir. Yaratanı onu korumuştur.O'nun korumuşluğuna rağmen kadına zulmetmeye yeltenenler elbette hesabını Allah'a verecekleri bir cinayeti işlemektedirler.
Duayı unutmayın. Şairin dediği gibi eller nasırlaşıncaya kadar dua edin.
Asla eşinizle tartışmayın. Tartıştığınız gün bütün fincanlar kırılabilir.
Göreceksiniz, göklere kadar yükselen bir mutluluk yaşayacaksınız.Eşinizle birbirinizi karı koca olarak görmeyin. Birbirinizi cennet vizesi olarak görün. Hata biriktirme meylinde olmayın. Affedin gitsin ki Allah da sizi affedip gitsin. Birbirinizin ailesine ziyadesiyle hürmetkâr olun.
Hasede, nazara dikkat edin. Çünkü siz bu hâlde iken şeytanı bile delirtirsiniz.
Bu Müslüman annelerin “Biz kaçırdık, bari kızımız yetişsin." dedikleri şeyin aslında onlar açısından büyük bir çelişkiyi yansıttığını anlatmak bile zorlaşmaktadır. İffetli bir hanım, ayağının altında cennet olan bir anne, onurlu bir eş olarak yaşayan kadın acaba “Biz kaçırdık." derken neyi kaçırmış olduğunu zannetmektedir? Kaçırdığı şey tesettürü sebebiyle çağdaş hayata ayak uyduramamak mıdır yoksa nikah masasına otururken beşerî mantığın kurallarına göre yönlendirilmiş aile düzeneği için imza atmak yerine, Allah'ın adı ile ve O'nun şeriatı'na göre yaşamaya söz veren bir akde atılan imzaya bakarak mı “Biz kaçırdık." demektedir anne?