Bir Devrin İçyüzü 1908-1918

Doğmayan Hürriyet

Hasan Amca

Doğmayan Hürriyet Gönderileri

Doğmayan Hürriyet kitaplarını, Doğmayan Hürriyet sözleri ve alıntılarını, Doğmayan Hürriyet yazarlarını, Doğmayan Hürriyet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alman generali Von der Goltz... Bu paşa ayda bin altın maaşla ordu ve askeri mekteplerimizi ıslaha memur olarak gelmiştir. .Bu bize karşı üzerine aldığı vazife bir kıt’a büyüklüğünde çeşit iktisadi kaynak ve menfaatlerle dolu bu ülkede kendi devletinin menfaatleri için vazife almamış olduğu düşünülebilir mi? yıllar boyu bu nevi hey ’etlerin mesai hayatları tetkik edilirse, onların bizim paramızla kendi menfaatleri için çalışmış oldukları sabit olur...
Sayfa 93
Boykot
Bosna - Hersek’in Avusturyalilar tarafından ilhakı emri vâki oldu, demek pek de yerinde değil. Bu ilhak yirmi yıl önce vâki olmuştu. Bugünkü olay bu eski hâdisenin geç bırakılmış bir yaymı olabilir. Büyüklerimiz, bir oldu-bittinin geç kalmış tebliği de olsa bu muameleye kızmamız lâzım geleceğini hissettirdiler ve bu öfkeyi feslerimizi yırtmakla ifade etmiş olacağımızı da öğrettiler. Feslerimizi yırttık, sokaklara fırladık. Meğerse başımıza giydiğimiz fesleri Avusturya fabrika ları yaparmıs..Işte biz bu hareketimizle Avusturya’ya boykot yapmış oluyormuşuz. Bunu da öğrendik;Boykotaj bu demekmiş!... Feslerimizi yırtıp attıktan sonra, piyasadan elimize geçen astragan taklidi kıvırcık bir kumaştan yaptırdığımız kalpaklarla ortalığa çıktık. Sonra öğrendik ki bu kumaşları da tezelden Avusturya göndermiş.
Sayfa 53
Reklam
Eratın askerlik müddeti de belirsizdi. Müddetin üç sene olduğu söylenirdi, amma Padişahın keyfine göre bu müddet on bir sene, Yemen ordusuna gidenler için müddetsiz, ölüme kadar devam edebilirdi.Bu müddete kadar sürüklenen askerin sanki «silâh çatmak» hakkı olurdu. Bu âdet olmuştu. Bir sabah asker silâhlarını alır, kışla önünde si- lâh çatar, subayların emrinden çıkmış; âdeta itaatli bir isyân denebilir bir hâl alır.. «Padişahım çok yaşa!» diye bağırır, terhis tezkeresini ister. Telgraflar çekilir, daha büyük rütbeli subaylar tarafından nasihatler yapılır. Nihayet terhislerine irade-i seniye çıkar..
Sayfa 45
Selânik, Osmanlı imparatorluğu ’nun esasen en hareketli ve en ileri şehirlerinden biri idi. Fakat bu ­günlerde o, yalnız hareketli bir şehir olmakla kalmıyordu. Devlete yeni yön verecek bir hareketin merkezini teşkil ediyordu. Adeta kaynıyordu...
Sayfa 40
Yillarca susmaya mecbur edilmiş sorulan bir suale vereceği cevabı, etrafına bakınarak , korka, sakına, vermeye alıştırılmış bir insanın dilini çözer çözmez dileğini açık seçik anlatan bir hatibin ortaya çıkacağı beklenemezdi.
Hasam Amca(Hasan Vasfi)
Bir gün fenalaşmış asistanlara doktora haber vermeyin rahatsız etmeyeyim demiş, koşarak hastaneye gittim. Bana; size zahmet etmişler, benimki bir kayıp değildir, taksit, taksit ölmek istemiyorum, rahat öleceğim, arkalığı başımın altından alın dedi. Arkalığı aldırdık, hanım kızıma (eşime) hürmet ve sevgiler dedi- Sağ elini yastıkla başının arasına koydu ve öldü. Hayatımda böyle mert bir ölüm görmedim. Hasan Amca kimseye metelik vermeyen mert ve gururlu bir insandı..
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.