Doğu Anadolu Gerçeği

Seyyid Ahmet Arvasi

Öne Çıkan Doğu Anadolu Gerçeği Gönderileri

Öne Çıkan Doğu Anadolu Gerçeği kitaplarını, öne çıkan Doğu Anadolu Gerçeği sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Doğu Anadolu Gerçeği yazarlarını, öne çıkan Doğu Anadolu Gerçeği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
104 syf.
10/10 puan verdi
Doğu Anadolu Gerçeği
Doğu Anadolu Gerçeği
Seyyid Ahmet Arvasi
Seyyid Ahmet Arvasi
Seyyid Ahmed Arvasi Hocamız bir şarklı, bir eğitimci ve bir sosyolog olan hocamız bu kitabında şark meselesini her yönüyle irdeliyor. Bir sosyoloji kitabı olan bu kitap Kürtler, Kürtçe, Kürtçülük, doğu ve güneydoğu bölgesinin coğrafi konumu ve nüfus yapısı, Selahaddin Eyyubi'nin etnik kökeni gibi bir çok konuyu eğitimci ve sosyolog olarak inceliyor ve açıklıyor. Din eğitiminde olan boşluğa ve tüm Türkiye'nin geri kalmışlığına değiniyor... Müthiş bir kitap olmakla birlikte bazı konularda bakış açımı değiştirdi çok beğendiğim bir kitap oldu. İnce ama içerik olarak çok zengin bir kitaptı...
Doğu Anadolu Gerçeği
Doğu Anadolu GerçeğiSeyyid Ahmet Arvasi · Burak Yayınevi · 1993117 okunma
"Haçlı zihniyet" karşısında, en büyük engel olarak daima Müslüman-Türk'ü bulmuştur. O, ne pahasına olursa olsun, Türk'ün gelişmesini, güçlenmesini önlemek, Avrupa'daki ve Anadolu'daki varlığını yok etmek istemektedir. Onun için, hiç durmadan ve yorulmadan iç ve dış tertiplerle saldırşını devam ettirmektedir. Vatanımızı ve milletimizi bölmek ve yutmak plânları içinde hareket eden düşmanlarımız, devletimizi parçalamanın ince hesapları ile meşguldürler. Bilhassa Orta Doğu'ya hâkim olmak isteyen muhtelif renkteki emperyalistler, Doğu ve Güney Doğu Anadolu'muzu kontrollerine alabilmek için, bitmez tükenmez bir gayretin içindedirler.
Reklam
Kürtler...
Kürtçü çevrelerle temas kuran, "Kürt Teavün Cemiyeti'nin kurucuları arasında bulunan, "kürtçülük cereyanının! bir numaralı savunucularından olan ve faaliyetlerine 1908 yıllarında başlayıp 1933 yıllarında Paris'te yayınladığı " La Question Kurde" (Kürt Meselesi) adlı kitabı ile gerçekleri görmeye ve hatasını düzeltmeye çalışan meşhur Dr. M. Şükrü Sekban, adı geçen kitabında, "kürt" adını verdiği insan topluluklarının "TURANİ" olduklarını itiraf etmek zorunda kalmış ve bu konuda Alman araşırmacıların tezlerinin doğruluğunu kabul etmiştir.
Selahaddin Eyyubi ve Türklüğü
Bütün bu farklı ve çelişik tezler yetkili ilim ve fikir adamlarınca çökertilince, bu sefer “bölücü çevreler kendilerine yeni “bir tarih kökü” bulmak ümidi ile M.S. 10. Asırda yaşayan Mervanoğulları emirliğine tutunmak istemişlerdir. Ancak, bu küçük beyliğinde bir “Arap emirliği” olduğu anlaşılmıştır. Yine aynı çevreler M. s. 12. Ve 13. Asırlarda yaşayan Eyyubi Hanedanı’na sahip çıkmak istemişler ancak ilim adamları Eyyubi Devleti’nin ahalisi umumiyetler Arap ve idarecilerinin de Türk olduğunu ispatlamıştır. Nitekim Selahaddin Eyyubi’nin ağabeyinin adı da Turanşah’tır. Diğer kardeşlerinin de adları ise Tuğtekin ve Böri’dir. Selahaddin’in dayısının adı Şihabeddin Mahmut b. Tüküş idi. Selahaddin’in annesi özbeöz Türk’tür. Gene Selahaddin’in hanımlarından birisi olan Unar Bey kızı İsnatüddin Amine Türk’tür. İki eniştesi Türk’tür. Bunlardan birisi Uranoğlu Sadeddin Mesut diğeri ise Muzafferüddin Gökböri idi.
Allah, Yavuz Sultan Selim'den binlerce kez razı olsun
Bilhassa "imparatorluk döneminde" müşahade ettiğimiz üzere, "İran'ın, asırlardan beri, dinî ideolojisi haline gelen şiilik", yalnız Doğu Anadolu insanı üzerine etkili olmakla kalmamış, bu cereyan, Anadolu içlerine ve hatta imparatorluğumuzun Avrupa topraklarına kadar nüfüz edebilmiştir. Bu hareket, bu kadarla da kalmamış
Kürtçe
Herkesin rahatça müşahede edeceği üzere bugün, Doğu ve Güney-Doğu Anadolu'muzda yaşayan halkımızın kahir ekseriyetinin konuştuğu dil, kesin olarak Türkçe'dir. Ancak, daha önceden de belirttiğimiz üzere, yol ve mektep götüremedeğimiz ve kültür merkezlerimizle irtibat sağlayamadığımız bazı vatan parçalarında yaşayan vatandaşlarımız, bazan "kurmanci", bazan "zazakî", bazan " goranî", bazan "sorani", bazan "loranî" (lurî) denen ve hepsine de ortak olarak "kürtçe" tabiri yakıştırılan bir "ağız"la konuşmaktadırlar. Ancak, hemen belirtelim ki, bu "ağızları" konuşan gruplar, birbirlerini anlamamaktadırlar. Hepsinde ortak olan tek şey, "yek,dü, se, çar, penç,...." diye başlayan ve devam eden Farsça Sayı Sistemi'dir. Oysa, etnolojik araştırmalar göstermiştir ki, en iptidaî bir dilin bile, kendine mahsus bir sayı sistemi vardır. Herkes rahatça müşahede etmektedir ki, emperyalistlerin ve bölücülerin " Kürtçe" tabir ettikleri " ağzın" böyle bir hususiyeti yoktur. Bu durum bile, "zorlama bir dil" ihdas etme gayretlerini ortaya koymaya yeter. Bize göre, "kürtçe" tabir edilen "ağız", kültür temaslarının emperyalizme dönüşmesinin acı bir meyvasıdır.
Reklam
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.