Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Doğu Öyküleri

Ferit Edgü

Doğu Öyküleri Sözleri ve Alıntıları

Doğu Öyküleri sözleri ve alıntılarını, Doğu Öyküleri kitap alıntılarını, Doğu Öyküleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Öyle anların var ki, sanki dünyada hiçbir şey yok. Sanki kendin bile yoksun.”
Sayfa 29 - İbramın Oğlu İbramın ÖyküsüKitabı okudu
"Öyle anların var ki, sanki dünyada hiçbir şey yok. Sanki kendin bile yoksun."
Sayfa 29 - YKY, 4.BaskıKitabı okudu
Reklam
"Bu gece olmaz dedim. Bu gece, kimsenin öyküsünü dinleyecek durumda değilim. Ölmek istiyorum."
Hiçbir şey aramıyordum. Orda, dağ başında, o dağ başında yaşayan ve ölen insanların arasındaydım, hepsi bu.
Bunca düş yeterdi bir yolculuk için. Garip başımı otobüsün soğuk camına yasladım, yeniden Çehov'a, Bozkır'a dönmeye çalıştım. Ama nafile. Aklım ondaydı.
Ben de burdan kaçmak istedim. Ama bırakmadılar. Sonunda, beni bırakmayanların –daha doğrusu buradan kaçamayanların– arasında buldum kendimi.
Reklam
Kurak yollar, çatlamış topraklar, kurumuş dikenler, otlar, makiler, çiçeksiz, meyvesiz, yabani ağaçlar, düşsüz uykular, el değmemiş kadınlar, bilenmiş bıçaklar, dağdaki ateşler, kaçan bir tilki, vurulmuş bir dağ tavşanı, eline değen bir el, bir ağıt, ölen çocuklar, ikj ağıt, radyodaki haberler, aldığın mektuplar, öğrendiğin üç beş sözcük, öğrettiğin üç beş sözcük, bir tepside gelen sıcak yufka ekmek, yanında otlu peynir, gözleri gözlerinde bir genç kız, kişneyen bir at, uluyan bir köpek, sonra ikincisi, sonra üçüncüsü, sonra köpeklerin tümü, sonra köyü saran kurt sürüsü, tümü, tüm renkleriyle, varlık ve yokluklarıyla ve genzimi yakan o insan kokusuyla burda, otobüste yanı başımda, benimle birlikte geliyordu.
Az önce, Halit'in uzattığı tabakadan, bir tutam ince kıyılmış, sapsarı Bitlis tütününden aldım ve cigaramı hep kendim sararmış gibi sardım.
Sessizlik sanki bir nesneydi, ya da yoğun bir şeydi odayı dolduran. Kulaklarımda değil, soluduğum havada, tenimde duyuyordum onu.
Mimar olarak geldiğim bu dağ köyünde bir avcı olarak yaşıyorum. Konutum, yabancılara ait olduğu söylenen, duvarları resimlerle kaplı bir mağara.
Reklam
Artık ne günleri, haftaları sayıyordum ne de ayları, yılları. Ne arayanım vardı, ne de soranım.
Kuşkusuz bu istek, bir güçten değil, bir güçsüzlükten kaynaklanıyordu. Önünde sonunda ben de bir insanoğluydum. Birtakım insanoğulları gibi bir yere varmaya çabalamak istiyordum. Bir yeri aşmaya. Görmediğimi görmeye. Oraya varmak, sonra oradan geri dönmek.
"Av" derken neyi kast ettin acaba (:
"Ben avdan hoşlanmıyorum. Tanımadığım insanların çayını içmekten hoşlanıyorum."
"Ortak dilin, ortak sözcükler demek olmadığını biliyordum."
alfa yayınlarıKitabı okudu
—Şimdi dağın arka yamacına inelim, dedim. —Bunun ne faydası vardır ki, dedi. Orası da, dağın bu yamacı gibidir. Orda da aynı evler, aynı köyler, aynı insanlar, aynı yoksulluk, aynı ölüm. Biz geldiğimiz yere dönelim.
615 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.