Doğu Türkistan Davası sözleri ve alıntılarını, Doğu Türkistan Davası kitap alıntılarını, Doğu Türkistan Davası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1863 Yılındaki Hareket ve 14 Senelik is-
tikla,1 Devri : Yüz seneden beri Doğu Türkistan'ın
muhtelif bölgelerinde, fakat umumiyetle Kaşgar
şehrinde meydana gelen direniş hareketleri, 1863
yılında değişik bir durum arzeder. Bu sefer Doğu
Türkistan'ın bütün bölgelerinde ve aynı yılda hare-
kete geçiliyordu. 1863 nisanında Küçar şehrinde
Raşiddin Han, haziran ayında Karğılık şehrinde Ab-
dullah, ağustos ayında Kaşgar'da Sıddık Beğ, Ho-
ten'de Müftü Hacı Habibullah, Yarkent'te Muham-
med Ali, tli'de Ebu'l-A.Ia Hudaykuloğlu, Urumçi'de
Davut Halife, aralık ayında Çöğçek'te imam Mu-
hammed adlarındaki milli mücahitler
Görülüyor ki, bugünkü Doğu Türkistan, yani
Çin'in kuzeyindeki topraklar (Tiyanşan «Tanrı»
Dağları'nın çevreleri) ilk Türklerin yerleştikleri
yerlerdir. Ve burada varlığından bahsedilen hakim,
muktedir kabilenin de Hsiung-nu (şüng-nu) kabile-
si olduğu ve Çinlilerle devamlı muharebelerde bulun-
duğu anlaşılmaktadır.
Bu ilk izahları yapbktan sonra, Doğu Türkis-
tan'da kurulan veya Doğu Türkistan'a hakim olan
Türk devletlerinden kısaca bahsedelim. Böylece Do-
ğu Türkistan'ın bugüne kadar gelen milli tarihimiz-
deki yerini, iyice öğrenmiş oluruz.
"...Çinlilerin altınına, gümüşüne, ipeğine, tatlı sözüne, değerli hediyesine kapılmadım. Bunlara kapılan ne kadar Türk'ün öldüğünü, Çin boyunduruğuna düştüğünü unutmadım. Tanrı yardım etti. Türk kağanı oldum..."
1876 yılında başlayan «ikinci Maınçur istilası»
devrinde de Doğu Türkistan'da çeşitli zulüm ve iş-
kence usulleri uygulanmıştır. Daha önceki yıldırma,
yoketme ve işkence şekillerine yenileri eklenmiştir .
. Bunları maddeler halinde kısaca aşağıya çıkarıyo-
ruz.
a - Her istila devrinde olduğu ve daha önce-
ki sahifelerde bahsettiğimiz gibi, halkı yıldırmak ve
ilerdeki direniş hareketlerine mani olabilmek için,
büyük bir katliam hareketine girişilmiştir.
b - Yakup Beğ zamanında inşa edilmiş olan
Türk - tslam mimarisine uygun bütün devlet ve hü-
kumet binaları, okullar ve kışlalar yıktırılmıştır.
Bunların yerine Çin mimarisine uygun binalar yap-
tırılmıştır. Hatta şehirlerin yanına etrafı yük-
sek surlarla çevrili ve tamamen Çin mimari
üslubuna uygun tarzda, özel şehirler inşa ettirilmiş-
tir.
c - 1881 senesinde Doğu Türkistan'ın müs-
temleke statüsü değiştirilmiş ve burası bir «Çin
eyaleti» kabul edilmiştir. Bunu perçinlemek için de,
Doğu Türkistan adını değiştirerek «Sinkiang» de-
mişlerdir. Buna uygun olarak diğer bütün şehirlerin
isimlerini de, değiştirmişlerdir. Değiştirilen şehir
isimlerinden birkaçı şöyledir:
Karahanlılar devri Arap kaynaklarında, «Ha.
ka.nWa.r Devri» olarak geçer. tsıa.m Ansiklopedisi'n-
de KarahanWardan, ilk İslam · Türk sülalesi olarak
bahsedilerek şöyle denmektedir. «Ka.raha.nlılar ta.bi-
ri, Şarki ve Garbi Türkista.n'da hüküm süren ilk
isl3.nı - Türk siila.lesine (840 - 1212) verilen sun'i
bir addır.»
Göktürkler, ilk senelerde yukarıda zikrettiği-
miz Avar 11.akaııhğı içerisinde yaşıyorlardı. «545
l'i'tı,ne�erinde Cu-Cen (Avar)lara isyan ederek ali Iıa-
kimiyeti elde ettiler. Ve az vakit içinde A-var Hü-
kümdarı Onabay Kağanı mağlup ederek, şarkta
Mançurya hudutlarından, garpta Karadeniz sahille-
rine, cenupta da Hindistan hududuna kadar uzanan
yerlere malik oldular ve tarihte malwn en büyük
Türk Devleti'ni kurdular.
Bir taraftan Çinliler Doğu Türkistan'ı barışla
mı yoksa savaşla mı ele geçirebileceklerini düşünür-
lerken; diğer taraftan Sovyet Rusya da boş durmu-
yordu. Doğu Tiirkistan'ın içinde bulunduğu bu du-
rumdan istifadeyi düşünüyordu. Bunun için Urum-
çi'nin dış kısmında Türklerle muharebade bulunan
ve çok sadist, muhteris bir insan olan Shen Shi
Ts'ai (Şın Şı-Say) a haber göndererek ; Türkis-
tan'da iş başına gelmeyi arzu ediyorsa, kendisine
yardım edeceklerini bildirdi.
Devleti'nin yıkılmasıyla Doğu Türkistan'ı istila et-
mişlerdir. Bu istiladen sonra, Arap - tsıa.m kuvvet-
lerinden yardım alan Türkler, meşhuı- Talas Mey-
dan Muharebesi'nde Çin kuvvetlerini yenerek 751
yılında tekrar vatanlarını kurtarmışlardır.
Bu zaferden sonra Doğu Türkistan, 1008 yıl
müddetle Çin tehlikesi ve istilası görmeden yaşa-
mıştır. Ancak, ülkede çeşitli Türk Devletleri kurul-
muş veya buraya gelip yerleşmiş ve Doğu Türkis-
tan bu devletlerin idaresinde müstakil bir Türk ül-
kesi olarak asırlarca yaşamıştır
Kolay Doğum Cezası: Kadın toprak sa-
hiplerinden hamile olanların üzerine şikayetçiyi çı-
kartıp, çiğnetmek suretiyle öldürmek. Kadın bağı-
ra, bağıra hayatını kaybederdi.
dd - Suya Doyurma. Cezası: Mahkum olan şa-
hıs, bir çuval içerisinde nehirlere atılı'r ve «köyün
suyunu yalnız başına kullandığı» iddiasıyla suda
boğulurdu.
Bu ölüm cezalarını değil o esnada seyretmek,
şimdi bile hatırladıkça insanın tüyleri ürperiyor ken-
disini kaybediyor ve saatlerce şok tesiri altında yaşı-
yor.
4. Müsadere Edilen Toprakların Taksimi :
Haik Mahkemeleri ve Toprak Reformu Hareke-
ti sonucu, müsadere edilen topraklar bazı gruplar
arasında taksime tabi tutuldu. önce topraklar üç
sınıfa ayrıldı.
a - Birinci Sınıf Topraklar ki, bunlar Doğu
Türkistan'ın en verimli ve mümbit arazileri idi. Bu
araziler «İstihsal Ordusu» dedikleri Çinli askerlere
dağıtıldı.
b - İkinci Sınıf Toprakları ; bunlar verim iti-
bariyle orta durumda olan arazilerdi. Bunlar da
Çin'den getirilen Çinli göçmenlere dağıtıldı.
DOGU TüRKtSTAN'DA YAPILAN ZULÜM
Kızıl Çin idaresinin tatbikat ve icraatından
kısaca bahsetikten sonra şimdi de işkence usulle-
rinden ve zulüm sahalarından bahsedelim.
1 - Uydurulan Su�lan İtiraf t�in Kulla.nıla.n
tşkenoo Usulleri :
a - Kor halindeki kızgın kömür parçalan üze-
rinde yalın ayak gezdirmek.
b - Tırnakların arasına çivi çakmak.
c - Vücuda kızgın yağ dökmek.
ç - Baş ve vücutların derilerini yüzmek.
d - Günlerce ayaküstü ve uykusuz bırakmak.
e - Kışın, çıplak olarak, ıslaWmış çuvallar
içinde ağaçlara asmak.
f - Yine kışın, çıplak halde, buzla doldurulan
.dolaplara sokmak.
g - Burnuna kırmızı biber üflemek.
h - Tel kamçılarla döğmek.
Kızıl Çinliler; çok az bir kısmından bahsetti
·ğimiz bu işkence usullerini, Sovyet Rus idaresi za
:manında öğrenmişlerdi.
Doğu Türkistan hükümdarı Hızır Hoca Han ile
Aksak Tirnur arasındaki harp yıllarında, Uygurlar
Timur'a meyletmişler ve Hızır Hoca Han'a karşı
devamlı surette tecavüz hareketlerinde bulunmuşlar-
dır. Han ile Timur arasındaki anlaşmadan sonra ise
Uygurlar, Çin Hükumeti ile münasebet kurma cihe-
tine gitmişlerdir. Bir miktar Çin askerinin Kumul'a
gelip yerleşmesine sebep olmuşlardır. Bu yüzden
Hızır Hoca Han, 1397 senesi... 11de bütün kuvvetleriyle
Uygurlar'a karşı hücum edip çoğunu öldürmüştür.
Kalanlarını memleketin her tarafına dağıtmıştır. O
tarihten beri, Doğu Türkistanda Uygur kabilesi kal-
madığı gibi, «Uygur» adı da ortadan kaybolmuş-
tur
Bu izahımıza şunu da ilave edelim ki, Çin kay-
nakları Doğu Türkistan'daki yerli halka Hsiung-nu
(Şüng-nü) adını vermektedirler ki, bunların «Doğu
Hunları» olduğunu biliyoruz. (12) H. Namık Orkun
vesikalara dayanan Türk Tarihi'nin, 4:Doğu Hunla-
rı» ile (Hsiung-nularla) başladığını kaydetmekte
ve Çin tarihlerinin efsanevi kayıtlannda Hsiung-nu-
lardan, ilk Çin sülalesi Hialar zamanında (M.ö.
2205 - 176ô) bahsedildiğini belirtmektedir.
Çinlilerin altınına, gümüşüne,
ipeğine, tatlı sözüne, değerli hediye_
sine kapılmadım. Bunlara kapılan ne
kadar Türk'ün öldügünü. Çin boyundU-
ruğuna düştüğünü unutmadım. Tanrı
yardım etti. Türk Kağanı oldum . .
. »
(Bilge Kağan, Orhun Kitabel
Doğu Türkistanlı bir Türk'le, Türkiyeli bir Türk'ün dili, değişik lehçe farkları bir tarafa, aynıdır ve bu iki bölgenin insanı, bir aracıya ihtiyaç olmaksızın, anlaşabilirler. Ve bu durum, düşman milletler tarafindan iyi bilindiği için; hem Doğu Türkistan ve Batı Türkistan gibi Ortaasya Türklerinin dili ve hem de Türkiye Türklerinin dili; anlaşmaya imkân vermeyecek tarzda uydurukça kelimelerle bozulmaktadır.
Tâ Urumçi'den Orta-Avrupa ülkelerine kadar
uzanan dil, din, kültür ve hayat bütünlüğünü ve bir de bu bütünlüğün siyasî üstünlüğünü düşünün. O zaman dünya politikası hangi milletin emrinde olacak, kestirilebilir. Elbette Türk Milletinin.. İşte bu vakadan ve Türk varlığından korktukları içindir ki, beynelmilel politik güçler (siyonizm, komünizm) Türk toplum ve coğrafyasını bölük-pörçük etmişlerdir.