10 Cilt Takım

Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni

Kolektif

Quotes

See All
Biz gittik, kalanlar sağ olsun, hoşça kalsınlar. Doğan mutlaka ölür. O kadar koşmayın, o kadar yorulmayın, şu yerin altında çırak ne olmuşsa, usta da o olmuştur ...Gideceğin yerde yalnız kalmayı istemiyorsan, hayırdan, iyilikten, ibadetten evladın olsun ... Hz.Mevlana
"Kutsalı tanımlama ayrıcalığına ve gücüne sahip ara ontolojik bir kategori oluşturmaksızın insan-insan eşitsizliğini meşru kılabilmek mümkün değildir."
Davutoğlu.
Reklam
Mahayana
Anlam vermek, "doldurmak"tır; oysa bu dünya, anlamsızlık, hiçliktir. Kokuşmuş anlam dünyasında yaşayanlar, nedense hiçlikten pek korkuyorlar! Boşluktan! Boşluğu, hiçliği, anlamsızlığı, o güzelim öyle olan dünyayı boyamaya, süslemeye, pılı pırtılarıyla doldurmaya çalışıyorlar. (Ben de, bu dünyayı aklım sıra betimlemeye çalıştıkça aynı şeyi mi yapıyorum?)
1. Cilt
DÜŞÜNCE VE HAKİKAT ELEŞTİRİSİ
Varlığın varolduğunu ne ölçüye kadar söyleyebiliriz? Varlığın kendisi ne basit bir biçimde mevcuttur ne de kendi kendisine yönelik bir mevcudiyete sahiptir. Varlık, başka herhangi bir şeye müracaat etmeksizin, kendisini kendisinden farklı olarak açığa çıkarır ve böylece de özü itibariyle olmadığı bir şey içinde kendisini gizler. Varolan her şey, varlığın bu "yokluğu"dur.
Sayfa 405 - Cilt-IV Kollektif/Yayınları
İnsanların Farklı Şartlarda İmtihan Edilmelerinin Hikmeti "Allah, mal ve servet bakımından bolluk ve genişlik verdiği kimseye, fakirin ve darda olanın hakkını vermeyi farz kılmış ve bu hakkın mikdarını ve ölçüsünü de açıklamıştır ki, zengin bu mikdarı ve ölçüyü vermek suretiyle şükrünü yerine getirmiş olsun. Allah, bazısına da darlık verir ve ondan zenginin ona hakkını vermemesi durumunda bu darlığa sabretmesini ister. Ancak Allah'ın kendisine bolluk verdiği kimseden, bu bolluğun gereğini yerine getirmesini, darlık verilenden de darlık anında yapması gerekeni yapmasını istemesinin, onları imtihan etmekten başka bir sebebi yoktur. O, birisini sıkıntı ve darlıkla, diğerini ise bolluk ve genişlikle dener. Birisi şükürle ve malından üzerine farz olanı vermekle;diğeri ise zengin kendisine hakkını vermediği takdirde ihtiyaçlarının [karşılanmamasına] sabretmekle emredilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber' den rivayet edilen şu söz, bu konuya açıklık getirmektedir: ''Allah dileseydi sizin hepinizi zengin yapardı da aranızda hiçbir fakir bulunmazdı. Yine O, hepinizi fakir kılardı da aranızda hiçbir zengine rastlanmazdı. Fakat O, zenginin nasıl ihsanda bulunduğunu, fakirin de nasıl sabrettiğini görmek için bazınızı bazınızla dener. İmam Maturidi - Te'vilat, Xll/90. Hz. Peygamber' den nakledilen rivayetin geçtiği yer için bkz.: es-Süyuti, ed-Dürrü'l-Mensur, Beyrut 1 993, XI, 151. Prof.Dr.Metin Özdemir,İmam Maturidinin Düşüncesi Sisteminde Kötülük Problemi adlı makalesinden alınmıştır
"İnsanoğlu bütün geçici varlıklardan ve yaratıklardan üstündür. Çünkü onun görüşü, bütün arşı, kürsüyü, yerleri ve gökleri ve her ikisi arasında bulunan yaratıkları kapsayan bir genişliktedir. Allah'a ait sıfatları kapsayan bir genişliktedir.Allaha ait sıfatlara ortak olan bu yaratığın görüşü, bütün görüşlerden daha yücedir. Ne gariptir ki, ulu Allah, bütün sıfatları ile bu yaratıktan belirir. "Nerde olsanız, o sizinle beraberdir" mealindeki ayetin hikmeti anlaşılır. Nasıl ki bu basiret, görüş sayesinde Allah herke se bir yöne, bir alan göstermiştir. Başka tarafı görmesinler ve sapmasınlar diye. Birine kuyumculukta uzmanlık yolunu göstermiştir. Ötesine mücevhercilik ve kimya ilminin inceliklerini, sihir, bahane, büyücülük fenlerini öğretmiştir. Bir başkası mantık, tartışma yolunda uğraşır; fıkıh, usul bilir. Daha başkaları öteki alemin rahat ve sefası ile dolu olarak nuru ve Allah'ı görür. Biri de şehvet, güzellik, aşk ile uğraşır, güldürü edebiyatı ile maska ralıktan hoşlanır. Yine başka biri de melekleri, hurileri, arşı ve kürsüyü bilir; bunlardan zevk alır. Bunlardan her birine bu köşke bir görüntü penceresi açılmıştır, alemi başka bir balkondan seyretmektedir. Bunun halinden ötekinin haberi yoktur. Öteki de berikinin halinden ve işinden anlamaz. Şems Tebrizi
Reklam
Müslümanların yunan meslektaşlarından devraldıkları sırada bu birimler çok geri bir durumdaydı. Mesela matematikte sıfırın kullanılmaya başlanarak ondalık sistemin vurulması, cebirin bilimleşmemesi ve sorunun de bir çok yeni gelişmelerin sağlanması yanında fizik ve kimya da önemli adımlar atılmıştır. 5.cilt
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.