İlk karşılaştığımızda sonbahardı. Raslantı beni onunla kendisinin en sevdiği mevsimde tanıştırmıştı. Sık sık sonbahardan söz eder; belki de sonbahar durgunluk, suskunluk, pişmanlık dolu doğal bir çerçeve içinde gelişen ya da sona eren her ılımlı varlığı pek güzel yansıttığı için.
Ruhun üzgün, gönlün yaralı. Sanıyorsun ki talih bir ara senden yüz çevirdi diye yeryüzü yasa büründü; güzellik tüllere sarındı; bütün yüzler yaşlı, artık ne umut kaldı, ne sevinç, ne bir istek, ne bir dilek.
Tanrıların değil, insanların yarattıkları mucizeleri görmüş bir deniz kıyısında, gözyaşlarından yüzü hiç de kızarmayan bir çocuk gibi, acı acı ağladım.