Donizetti Paşa: Osmanlı Sarayının İtalyan Maestrosu

Emre Aracı

Donizetti Paşa: Osmanlı Sarayının İtalyan Maestrosu Sözleri ve Alıntıları

Donizetti Paşa: Osmanlı Sarayının İtalyan Maestrosu sözleri ve alıntılarını, Donizetti Paşa: Osmanlı Sarayının İtalyan Maestrosu kitap alıntılarını, Donizetti Paşa: Osmanlı Sarayının İtalyan Maestrosu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ortak dil Ortak miras: Müzik
Sultan Abdülmecid'in, daha şehre vardığı gün kendisini (Franz Liszt) apar topar sarayına davet etmiş olması da yenilik yolundaki bu sabırsız ivmenin önemli bir göstergesidir. Guiseppe Donizetti için de Franz Liszt ile tanışmış olmak ve marşlarından bir tanesinin bu hünerli virtüöz tarafından tarihi bir parafraza çevrilmiş olması ise talihli bir tesadüftür. İtalya'da bando şefliğinde kalmış olsa böylesine bir ilişkinin kurulmuş olması tabii ki imkansız olacaktı. Bir İtalya'nın kaleminden çıkma askeri bir saltanat marşı, bir Macar virtüözün dimağında yeni bir soluk bulmuş ve bir Osmanlı Padişahının adıyla müzik tarihinin eklektik repertuarı içindeki farklı yerini almıştır.
Haklılık payı olan bir latife :)
Bir başka mektubunda ise Gaetano, Guiseppina Apriani nata Strigelliye şakayla karışık olarak ''Doğu'daki abim pırlantalarla süslü Hassa (Muhafız) Alayı miralaylığı nişanına layık görüldü. Bildiğiniz gibi orada her şey pırlanta ve nişan. Eminim bir gün kendisi generalliğe de getirilecek ve o zaman kaskatı bir şey olacak. Tanrı bilir.'' der.
Reklam
1861 Şubat'ında Şehzade Vahideddin'in doğum kutlamalarında Muzıka-yı Humâyun bandosu paravan arkasında duran harem bandosu ile değişmeli olarak çalmaktadır. Hanımlar muzıkacı beylerin kendi çalışları hususunda ne düşündüklerini merak etmektedirler. Bu yüzden aralarında küçük bir kız olarak Leyla'nın da bulunduğu bir grup çocuğu beylerin arasına yollarlar. Çocuklar beylerin ''Kadınlar nasıl bu kadar mükemmel çalabilirler? Hemen hemen bizden iyi çalıyorlar denmeye layık.'' dediklerini duyarak bundan büyük memnuniyet duyan sazende kalfalara işittiklerini iletmişlerdir.
Evrensel bir birliktelik
Guiseppe Donizetti bir Katoliktir, ama çok sesli Müslüman şarkıları bestelemiştir. Napoleon'a hizmet etmiş, ama İslamın halifesi II. Mahmud'un hizmetine girmekten de çekinmemiştir. Bir İtalyan olarak liva'lığa (paşa) kadar yükselmiş ve Osmanlı İmparatorluğu'nun milli marşlarını bestelemiştir. Ama bir Katolik olarak İstanbul'daki bir katedralin mahzenine gömülmüştür. Gustav Mahler'in dahi Avusturya operası direktörlüğü görevine getirilmeden önce resmen Musevilikten Hristiyanlığa geçmesi şart koşulduğu düşünülürse, Donizetti'nin Türk müzik tarihinde her zaman ne derece hoşgörü ve takdirle kabul gördüğü ve ölümünün 150. yılında hatırasının ne kadar canlı olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
İstanbul, 1820'li yıllara gelindiğinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun ''Büyük Petro'' su olarak da bilinen Sultan II. Mahmud'un (1808-1839) kararlı idaresi altında Batılı eksende gelişme gösteren Doğulu bir şehirdi.
Kitap ile ilgili heyecanımı, Yazar daha önsözünde hissettiriyor.
Guiseppe Donizetti İstanbul'dan Bergamo'daki babası Andrea'ya yazdığı 26 Mayıs 1830 tarihli mektubunda ''Size sadece birkaç satır yazıyorum çünkü bugün Padişah ile birlikte Terappi (Tarabya) Köyü'ne gitmek üzere yola çıkmam gerekiyor ve yapmam gereken çok iş var." demiş. Görüldüğü üzere Sultan II. Mahmud Boğaz gezilerine kendisine Avrupai besteler çalan müzisyenlerini de götürürmüş. İkinci baskıyı sizlere sunarken bir Donizetti'nin Tarabya'da idare ettiği o Mayıs konserini hayal etmenizi dilerim...
Reklam
Sultan'ın locasının salonunda İngiliz sefirinin hanımı Lady Bulwer otururken sağında ise İsveç büyükelçisinin hanımı Mme. Sibern yerlerini almıştır; Padişahın kendi hanımları ise bir üst katta kafeslerin arkasında bulunmaktadırlar. Haberi duyuran L'Illustration gazetesi bu duruma atıfta bulunmadan geçememiştir: ''Bütün sarayın güzelleri bu temsile katıldılar. Kafeste duran güzel kuşlar gibi doğru olmayan bakışlardan sakınmak için paravanın arkasındaydılar. Ama onlar Il Travatore ve Sevil Berberi'ni gayet iyi bilirler. Ümit ederiz ki o harikulade yüzlerini kapatan hafif peçeleri kısa zamanda localarındaki kafeslerle birlikte kaybolur gider ve kadınların eşit mevcudiyetlerinin böylesine güzel ortamlarda çok önemli olduğunun bilincine varılır.''