Serinin üçüncü kitabı,
Bu kitapta diğerleri gibi akıyor gidiyor arkadaşlar.Bora nın balkondan düşmesiyle İlhami hapise giriyor,ve kızı Derya tüm olanlardan etkilenmedin diye Londra ya arkadaşı Penny nin yanına yerleştiriyor Eda.Derya babasını suçluyor,Handan la ilişkisi olduğunu ve gerçeklerin tümünü annesi de saklıyor,Bora nın öldüğünü,babasının özgür olmadığını tesadüfler sonucu öğreniyor.aHayatta bilmeden kızıyoruz,yakıp kavuruyoruz bizi çok sevenlere yapıyoruz hem de. Onlarda bizleri kaldıramaz diye korkularından saklıyorlar,oysa olduğu gibi annesi Eda anlatsaydı her şey daha kolay olurdu.Mektuplar eline tesadüfen geçince annesini suçlayıp babasını aramaya başlıyor,buluyorda.Recep,Nebahat ve İlhami Urla da şarapçılık yapıyorlar.Elini eteğini birçok şeylerden çeken İlhami kendini toprağa,doğaya ve şarapçılık bağcılıkla ilgili kitaplara vermiş olduğunu görüyor.Gerçekleri tüm çıplaklığıyla öğrenince şok oluyor bu sefer annesini anlıyor fakat geç kalmıştır seyahatteki annesi kapmış olduğunu virüsten ölmüştür.Olayların akışına sürecine tanık olmak temaları sorgulamak en çokda Avrupa da okuyan genç birinin bile homofobik duygularıyla uğraşması ve sonunda kabul edebilmesi etkileyiciydi doğrusu.Sonu baba kızını bulunca bırakmıyor her zamanki sevecenliğiyle kapsayıcı,sevgisiyle sarmalayandır İlhami.Baba kız barışır kolay olmaz ama bağışıklığı düşen Eda nın üzüntüyle birleşince hastalığı dayanamaz,ölür.Okuyun derim.