Heel birkaç veda sözcüğü söylemeye çalıştı. Ama beceremedi; sustu. Bu boş ve ıssız kışla avlusunda, üzerlerinde paltoları ve çizmeleriyle soğuktan titreyerek sessizce duran ve ölen arkadaşlarını düşünen bir avuç insanın karşısında sözcüklerin hiçbir anlamı yoktu.