Gregor Samsa sabah uyanır ve kendisini böceğe dönmüş bir vaziyette bulur. Ne yapacağını bilemez. Daha kendisi bu durumu kabullenemezken, çevresindekilere bu durumu nasıl açıklayacağını düşünür. Bir açıklaması da yoktur zaten. Öylece, bir anda oluvermiştir. Bir yandan kendi hisleriyle boğuşurken, öbür yandan en yakınlarının ona karşı olan tutumuyla cebelleşir. Herkes, hatta kendisi dahi eski haline dönmeyi ister, bunu bekler. Ancak artık değişmiştir, başka bir hale dönüşmüştür ve eski haline dönmesi de mümkün değildir.
Bu kitabı okuduktan sonra kendimce bir sonuca vardım. Hayat uzun bir yolculuk ve biz bu yolculukta birçok olay yaşarız. Bu olaylar -özellikle, bize acı veren, canımızı yakan- sonucunda değişiriz. Çoğu zaman çevremizdekiler eski halimize dönmemizi ister hatta bunu bazen biz bile isteriz ama olmaz. Çünkü nasıl ki değişmek bizim elimizde değilse eski halimize dönmekte bize bağlı değildir.
Ayrıca farklı olmak, bir başkasına benzememek dışlanmayı ve sevgisizliği gerektirmez. Bence sevgisizlik bir canlının yaşayabileceği en korkunç duygulardan bir tanesi.