Bu klasiği okuyalı biraz zaman oldu. Ama Türkçem pek iyi olmadigi icin Türkçe inceleme yazma cesaretini yeni yeni buluyorum. Bu yüzden yeniden kırık Türkçem ve düzgün cümle kuramadığım için özür dilerim.
Beni düzeltirseniz her zaman mutlu olurum.
Dorian Gray'in portresini Hollandaca okudum ve benim gözümde gerçek bir klasik eser olduğunu söylemeliyim.
Bunu daha önce Türkçe’de okumadığım için gerçekten üzgünüm. Sonunu önceden bilmeme rağmen çok iyi bir hikaye olduğunu düşünüyorum. İçinde çok fazla bilgelik var - her şeye katıldığımdan değil - ama çok iyi ifade edilmiş. Aslında olaylarla ilgili değil, onların ardındaki duygular ve karakterlerin bu duyguları nasıl gördüğü ile ilgili. Ama bu kitabı bu kadar iyi yapan bir şey varsa, o da yazıldığı karşı konulmaz üslubudur. Bazen biraz fazla uzun oluyor, ama genel olarak harika ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Edebiyat tarihinin bitmeyen yolunda vazgeçilmez kilometre taşları olarak duran kitaplar var. Dorian Gray'in Portresi de bunlardan biridir. Oscar Wilde için harika bir şekilde tarif edilen ebedi gençliğin zamansız özlemi hakkında. Yaşlanmayacak bir şey varsa, o da insanın sonsuz gençlik arzusudur. Genç, yakışıklı Dorian Gray'in portresini yapan bir ressamı var. Gray, portrenin yaşlanmasını ve tertemiz yüzünün zamanla lekelenmemesini diliyor.
Kitapta o güzel, bozulmamış çocukluğun devam edemeyeceği hiç kimseyi şaşırtmayacaktır. Ama o genç Tanrı'nın, o karşı konulmaz Dorian Gray'in hatırası her zaman var olacak, çünkü bu kitabı okumak bir zevk olarak kalacak.