Durakta dolmuş bekliyorum. Bir minibüs geliyor, yarı yarıya boş. Elimi kaldırınca duruyor. Şoför bıçkın birine benziyor, sol elinin başparmağına bir tespih takmış, direksiyonu çevirdikçe tespihli eli bir aşağı, bir yukarı hareket ediyor. Bozuk yok muydu, diyor. Uzattığım para sağ elinde ve gözdağı verircesine sallıyor, gözleri de aynadan bana yönelmiş. Olsa verirdim, diyorum. O anda, 'bozuk para' gibi çok sıradan bir nedenle bile cinayet işlenebileceğini, yolunda giden (gittiği sanılan, ya da gitmeyen) bir yaşamın bir anda boyut değiştirebileceğini düşünüyorum.
Serseriler çok mu ilgini çekiyor, demişti. Evet, demiştim, onların aykırı bir özgürlük anlayışları var. Boş veriyorlar, adreslerini ve kimliklerini yitirdiklerinde kendilerini buluyorlar.