Işınsu, edebiyata şiirle başlamış, tiyatro ile devam etmiş, hikâye yazmış ve romanda karar kılmış bir yazarımızdır.
ilk romanından itibaren başarıyı yakalamış olan yazar, roman tekniği ve tipleştirme açısından günümüz romanın ilk sırada gelenlerindendir. Romanlarında insanın çıkmazlarını ve iç çatışmalarını, özellikle kadın karakterleri ve onların psikolojik çözümlemelerini verişi yazarlığının üstün yanlarını oluşturur.
Kalemi ile hayatı iç içe olduğundan, roman anlayışı da gerçekçidir. Sadece Türkiye Türkleri değil, dışarıdaki Türkler de onun roman dünyasının içindedir; Batı Trakya Türkleri, Bulgaristan Türkleri, Irak Türkleri ve onların dramları da romanlarına konu olur.
Işınsu, Tanzimat'tan bugüne yetişen kadın romancılarımız içinde, kendi insanını tanıyarak, duyarak, yaşayarak ve en önemlisi de severek anlatan, milletine ve değerlerine yabancılaşmamış bir romancı olarak öne çıkmaktadır.
Işınsu, roman yazmak için yaratıldığına inanan bir yazardır. "Benim gerçek dünyam romanın dünyası, şu yaşadığım hayat ise, sanki suni olanıdır. Öfkem, mutluluğum, mutsuzluklarım, suskunluklarım hep yazmakta olduğum romanlardaki olaylar ve kişilerle ilgilidir.
Yazarken yüreğimi koyuyorum ortaya; yüreğim, bütün yürekler gibi sıcak, samimi ve gerçekçidir. Ona ters gelen şeyler yazmak istemem, hiç yazmadığımı sanıyorum. Olduğumca samimiyim. Dil konusuna gelince, işte bana göre, hiç abartmasız ve içtenlikle yazmaya çalıştığım için, yaşayan Türkçe'yi kullanmaya, böylece rahat anlaşışmaya dikkat ediyorum.