"Adının suya yazılmış olduğu ancak kendisi ölüp gittikten sonra ortaya çıktı. Geriye ne bırakmıştı? Ondan geriye kala kala yalnızca kadının kendisi ve içinde bulunduğu kurşuni perişanlık, sofuluğu andıran yalnızlık, acılı ve durulmak bilmeyen bir isyan duygusu kalmıştı. Bir adam, kimi defa, yaşarken ulaşamadığı bir yere, öldüğünde ulaşır; aradan bir süre geçtiğinde, o ya da bu taraftaki insanlar onu keşfeder, adını koyup taşıdıkları bayraklara eklerler. Ancak, Warren Hope'u kaybetmişliğin bilinci, yaşayan dünyanın zekâsını hiç de keskinleştirmemiş gibiydi..."
Peki askerlik mesleği yerine yapacaksın?" diye sordu dostu, başkaca bir yorumda bulunmadan.
"Bilmiyorum, belki hiçbir şey. Her durumda,
büyük işler yapmayacağım. Sadece barışçıl bir şeyler!"
"Savaş denen budalaca çözümün yerine. Bunu çekip alıyorsan, en azından bir çözüm önermelisin."
Bunu yapması gerekenler devleti yöneten insanlar, hükümetler, kabineler," dedi Owen.
"Onlar çok geçmeden onun yerine bir şey bulacaklar, özellikle de, bulmadıkları takdirde, ipte sallandırılacakları, parça parça edilecekleri, doğranacakları kafalarına dank ettiğinde. Savaş, idamlık suç ilan edilsin; bakanların akılları o zaman çarçabuk yerine gelir!"