Erkekle kadının aşkı olsun, genel anlamda insanların insanlara aşkı olsun, ruhsal özgürlükten koptuğu sürece, ölümsüzlük ve sonsuzluk fikrinden uzaklaştığı sürece inançsız bir aşk olarak kalacaktır. Gerçek aşk, sonsuzluğun kanıtlanmasıdır.
Yeraltından Notlar Dostoyevski’nin nefis diyalektiğine bir giriştir. Psikologken, metafizikçi olmuştu, insan ruhunun tragedyasını sonuna dek izleyecekti; eski anlamıyla insansever biri değildi artık... Gene de insanlığı seviyor, ona acıyordu, ancak bu sevgide, yeni bir şey, trajik bir yön vardı.
Dostoyevski tüm yaratıcı gücünü tek bir konuya adamıştı: İnsan ile insan yazgısı. Anlatılması hemen hemen olanaksız, antropolojik bir tutumu vardı: İnsan oluşturuyordu temelini işlediği konuların; onu tek ilgilendiren şey insan sorunuydu. Daha yüksek bir düzeyde de olsa, doğal olgulardan biri değildi insan, bir mikrokozmos idi, başlı başına küçük bir evrendi; varoluşun merkeziydi: her şeyin çevresinde dönüp durduğu güneşti: Evrenin gizi insanın kendi içindeydi, insan sorununu çözmek demek, Tanrı sorununu çözmek demekti.
Dostoyevski'nin payı büyüktür iç yaşamımda. Henüz bir delikanlıyken kaptırmıştım gönlümü ona. Hiçbir yazar, hiçbir filozof, onun kadar beni coşturmamış, ruhumu yüceltmemiştir.
...Dostoyevski'nin bütün kahramanları Dostoyevski'nin kendini yansıtır; tuttukları yollar hep onun yoludur; varlığının değişik yönleri, çektiği güçlükler, kaygıları, acılı yaşantıları hep kahramanlarında yansır.
...Düşüncenin yeri büyüktür yapıtında, diyalektiği ise ilginç psikolojisi kadar geniş kapsamlıdır. Sanatının özü gerektirir bu diyalektiği; düşünceler dünyasının temellerine sanat yoluyla ulaşır; düşünceler dünyası ise sanatını verimli kılar.Ona göre, düşüncelerin organik yaşamları, canlı, önüne geçilemez yazgıları vardır...
Dostoyevski için hakikat, yaşamın dış biçimleri, insan eti ve kanı değildir. Onun için gerçek, insanın iç derinlikleridir, insan ruhunun yazgısıdır. Gerçek, insanın Tanrı'yla Şeytan'la ilişkileridir; gerçek, insanı yaşatan düşünceleridir.
Dostoyevski'yi dikkatle okumak, insanın yaşamında bir olaydır; bu yaşantıda bireyin ruhu ateşle vaftiz edilmiş olur. Dostoyevski'nin dünyasında bir süre yaşayan kişi, varlığın, sanki «yayımlanmamış biçimlerini» görür; çünkü Dostoyevski, büyük bir ruh devrimcisidir.