Dostumun Kitabı
Anatole FranceDostumun Kitabı Posts
You can find Dostumun Kitabı books, Dostumun Kitabı quotes and quotes, Dostumun Kitabı authors, Dostumun Kitabı reviews and reviews on 1000Kitap.
Bu çocuk evde ne yapacağını şaşırmış, dedi. Bunu yatılı okula yollamalı.
- Ne erkek ne de kız kardeşi olduğu için, tek başına kalmaktan çocukta düş kurma zevki gelişiyor. Bu sonradan kendisi için zararlı olur. Yalnızlık, düş gücünü coşturuyor. Kafasının daha şimdiden kuruntularla dolu olduğunu görüyorum. Okulda düşüp kalkacağı kendi yaşındaki çocuklar ona yaşam deneyimi kazandıracaktır. Insanların ne olduğunu onlardan
Kendini göstermeye harcanan çabanın aynısı kendini gizlemeye harcansa, birçok üzüntü önlenmiş olurdu.
Cumhuriyetçiler hep Cumhuriyetçi kalacaklardır.
Caroline Nozière 16 Nisan 1772'de Versailles'da doğdu, Cabanis'in, karakterine ve zekâsına hayran olan doktor Dussuel'in kızıydı. 1786'da kralın oğlu, hafif seyreden bir kızıl hastalığına yakalanınca onu Dussuel tedavi eder. Kraliçenin arabalarından biri her gün gelir, Jean-Jacques Rousseau'nun bir çömeziymiş gibi, kitaplarıyla bitki koleksiyonu
Babaannem hafifmeşrepti, gevşek bir ahlak anlayışı vardı. Bir kuş ne kadar dindarsa, o da o kadar dindardı. Pazar sabahları annemle kiliseye giderken bize bir göz atışı vardı ki, görülmeye değerdi. Annemin hem dünya, hem öteki dünya işlerini son derece ciddiye almasını her zaman gülümsemeyle karşılardı. Her kusurumu kolayca affederdi. Galiba
Ölmek! Bunun ne biçim bir şey olduğunu kestiremiyordum.
Babaannem orada gözleri kapalı yatıyordu.
Başı ağırlaşmış, ağırlaşmış da sanki taş kesilmiş gibi geliyordu bana; yastığı öylesine çukurlaştırmıştı! Ne kadar açıklıkla yüzünü gördüm onun! Beyaz bir başlık örtmüştü saçlarını. Her ne kadar rengi uçuk idiyse de, eskisinden daha genç görünüyordu.
A! Hiç de uyur gibi bir hali yoktu! Yalnız dudaklarında gördüğüm, insanın yüreğini burkan o alaycı, o inatçı gülümseme nerden gelmişti ona? Herhalde masanın üzerinde yanan iki mumun titrek ışığına karşı bulunmalarından olacak, göz kapakları biraz oynuyormuş gibi geldi bana; mumların yanında da içine bir şimşir dalı batırılmış kutsal su kabı duruyordu.
Annem:
- Babaanneni öp, dedi.
Dudaklarımı uzattım. Hissettiğim o soğukluğu ifade etmek için ne bir sözcük vardır, ne de asla olacaktır.
...şeytanın pençesine düşmüştü. Artık ona inanmamak elinde değildi.