Açıkçası kitabın son bölümüne dek sıkıldım. Başlangıçta uyandırılan merak bir dizi olayın olanca sıradanlığıyla sıralanmasıyla devam ettirilememiş. Olayları okurken bir yapbozun - büyük bir yapbozun parçalarını birleştirdiğinizi fark ediyorsunuz ama şeklin ne olacağı pek de merak uyandırmıyor.
Kitapta son bölümde - Harry Jeykll'ın açıklaması bütün olayları sırasıyla açıklığa kavuşturuyor. Sanırım bu açıklama sayesinde kitap kurtuluyor ama ben o bunalımla ve artık bitsin haliyle o kısmı da hızla okudum. Belki sadece bu kısmı da okusaydım yeterliydi. Ben çok etkilenmedim.
Kitap konusu itibariyle ilgi çekici. İçimizdeki iyi ve kötü yanların bir karakter bölünmesine yol açması durumunun işlendiğini sanıyorum. Belki tam açıklaması bu değildir. Yani iyi ben ve kötü bir başka ben...
Burada Stevenson, hikayenin baş kahramanına buldurmuş oluğu ilacın etkisinin ters tepmesi üzerinden ilerlemiş, yani olabilecek senaryolardan biri. Bu durum akla şu sözü getiriyor: Her şey zehirdir, mühim olan dozdur. Doktor Jeykll ilacı tamamen kötü ve karanlık bir tip olan Edward Hyde'a dönüşmek için kullanıyor ve daha sonra Hyde'ın istekleri yavaş yavaş Jeykll kişiliğini öldürüyor. Durum bu açıdan iyi ama anlatım bana sıkıcı geldi. Konu olarak iyiydi...