Roman, bilimkurgu ve gerilim tarzlarının klasiklerinden. Oldukça kısa olmasına rağmen romanın havası sürekli bir gerilim sağlıyor. O kadar bilindik bir konusu olması nedeniyle şaşırtıcı bir durumla karşılaşmıyor olsanız da okumak yine de zevkli. Kitabın tanıtım yazısında iyi-kötü çatışmasından bahsetse de aslında kitap, bastırılmış haldeyken pek karşılaşmadığımız alt benliğin su yüzüne çıkmasının hikayesi diyebiliriz.
Romanda bu konuyla ilgili şöyle bir ifade geçiyor. “İlaç fark gözetmiyordu; ne şeytani ne de tanrısal bir ilaçtı; ama yaradılışımın hapishanesinin kapılarını sarsıyordu; tıpkı Philippi’nin tutsakları gibi, içeride olanları dışarı çıkarıyordu. O sıralarda erdemim içimde uyukluyordu; hırs tarafından uyanık tutulan kötü yanım, fırsatı ele geçirmek için alarm halindeydi ve bunların yansıttığı şey Edward Hyde oldu.”
Kitabın yazıldığı tarih itibarıyla yazarın hayal gücünün oldukça üst seviyede olduğu söylenebilir. Dilinin oldukça akıcı olmasının yanında romanın havasına uygun gerilim havası da oldukça başarılı.