Dublinliler, James Joyce’un 22 yaşında yazdığı, 15 hikayenin birleşiminden oluşan bir kitaptır. Bu kitabı Sürgünler’den sonra yine yazarın üslubunu tanımak ve Ulysses kitabına hazırlanmak için okudum. Ulysses adım adım Zor bir yazar ama aynı zamanda İngiliz Edebiyatının en iyileri arasında. Hikayeleri de kitapları gibi zor. Bu kitapta adından da anlaşılacağı gibi Dublin halkından ve Dublin’den bahsedilmiş fakat öyle bir bahsedilmiş ki kitap bitince Dublinli sanıyorsunuz kendinizi Dublin’in dilinin, dininin, törenlerinin, siyasetinin ve bunun gibi birçok kültürünün içinde buluyorsunuz kendinizi. Tüm hikayeler Dublinli insanlar etrafında dönüyor ve hepsinin arasında tematik bir ortaklık söz konusu. Kitabın başında da zaten yazıldığı dönemdeki Dublin’in fotoğraflarına yer vermişler ve bence çok da iyi olmuş. Hikayeler gerçekten çok hoş. Anlaşılmamasından ötürü çoğu kişi yarıda bırakmış kitabı, bazı bölümleri de tam olarak bir sonuca bağlanmıyor çünkü gerisi artık bizim Dublin’le ilgili fikirlerimizi birleştirdiğimizde hayal gücümüze kalıyor. Kitaptan sıkılan bir hayli insan var fakat ben yine de öneririm bu kitabı çünkü çok sevdim, hikayeleri beni asla sıkmadı.
Orhan Pamuk ise Joyce hakkında demiş ki; “Zola’nın metni bir babanın elimizden tutarak bize “Bak şu binaya ve düşün,” demesine benzer. O binanın anlamını belki apaçık söylemez, ama sezdirir. Joyce’un metni ise bizi, o binanın duvarına çarptırır. Metin uzaktan gülümseyerek bakar ve karşısında yapayalnız kalırız.”