Düğün Birahanesi

Behçet Çelik
Peki gözlerim yetmiş miydi anlatmaya? Yoksa o bakışları da, eski fotoğ­rafların yanına, başka bir dolu şeyle birlikte ayakkabı ku­tularına mı kaldırmıştım?
“Sabah ne fark ettim biliyor musun? Duştayken şar­kı söylüyordum." "Ne güzel,'' demiştim, "bahardandır." "Bahardan değil. Ayşin'den,''
Reklam
"Bu sebeple ayrılmak olmaz Sezai," dedim bir kez daha. "Oldu bile," dedi. Onun eli boynumda, benimki ko­lundaydı hâlâ.
İlk kez o gün tutmuştu elimi. İlk kez "canım" demişti. "Böyle yapma canım, ne olur?" Belki elimi tutmasa, "canım" demese, bir daha aramazdım onu. Bırakırdım. Kendi dünyasında yaşasın dursun, derdim. Ama işte, tuttu elimi. Sıcacıktı. "Canım" dedi. "Bekle" demek istedi belki de. "Şimdi değil, ama çok da gecikmeden istediğin olacak," dedi bakışlarıyla. Ya da ben böyle kurdum. Ergin'i dinledikçe, o cümleyi başka türlü anlamaya baş­ladım . "Burada dur, benim durduğum yerde dur," demek istemişti. Neden ama? Ne hakla?
Sana aşık olacak mıyım bu kez? Yoksa oldum mu? Her an oturduğu yerden kalkacakmış gibi duran birisine aşık olunabilir mi? Sen gittikten sonra sana aşık olmuş­sam, aşk denirse bana bu satırları yazdıran duyguya, çok akılcı bir şey olur bu. Sen gittin ve sabitleştin zihnimde.
Şimdi uzaklardasın... Bu şarkıyla uyanıyorum çoğu sabah. O saatte uyanık olup olmadığını düşünüyorum duş alırken. Daha uyumamış olduğunu kuruyorum zihnimde. Biraz sonra uyuyacağını, düşünde beni göreceğini.
Reklam
O kadar çok üzerinden geçtim ki konuşmalarımızın. Bazı görüşmelerimizin kaydını tutmuş belleğim. Sen ne de­din, ben ne yanıt verdim; hepsi aklımda. Bazı sözcüklerini çok sonra anladım. "Mesafe" derdin kimi gün. Canım sık­kınsa, kendimle arama mesafe koymamı önerirdin. Aramı­za mesafe girdikten sonra, kaç kilometre, kaç insan, kaç hafta, kaç ay olduğunu bilmediğim mesafeler girdikten son­ra aramıza; sözcükler yerlerini bulmaya başladı senin söz­lüğünde. Kimisi ne kadar farklıymış benimkinden.
"Bir gün yeni bir hayat başlayacak sevgilim. Bak sana ilk kez 'sevgilim' diye seslendim, hiçbir zaman göndermeyeceğim bu mektupla. Evet, yeni bir hayat başlayacak. Orada karşılaşacağız yeniden. Güvenecek hiçbir şeyimiz kalmamış olacak orada. Bedenlerimiz hiçbir denkleme güvenmediğimiz o boşlukta buluştuğunda, bambaşka bir şey doğacak. Boşluğu bedenlerimiz dolduracak. Hiçbir dokunuş bir öncekinden izler taşımayacak. Ebesi olacağız birbirimizin. Bu yeni hayattaki ilk sesimiz işittiğimiz ilk şey olacak. Hiç söylenmemiş bir söz olacak ağızlarımızdan çıkan."
Sayfa 47 - ÖtedekiKitabı okudu
O an baka­bildim yüzüne. Gülümsüyordu, en can yakıcı haliyle.
Buluşur havadan sudan konuşurduk; hava gibi, su gibi gelirdi bana.
Reklam
Başımız daha çok dönecek, en iyi bildiğimizi sandığımız sokaklardan geçerken. En yakınımızdakine dokunurken şaşıvereceğiz. Acemi bulacaklar bizi, tedirgin, kafası karışık, huysuz, umutsuz. Şu baş dönmesini anlatabilecek miyiz?
Sayfa 35 - ÖtedekiKitabı okudu
Başımız daha çok dönecek, en iyi bildiği­mizi sandığımız sokaklardan geçerken. En yakınımızda­kine dokunurken şaşırıvereceğiz. Acemi bulacaklar bizi, tedirgin, kafası karışık, huysuz, umutsuz. Şu baş dönmesini anlatabilecek miyiz?
Nasıl da bayılırız birbirimizi şımartmaya. Sonra gi­der ötekilerden de bunu bekleriz. Bunca düş kırıklığı da bundan!
Neymiş benim hayattan anlamadığım bakalım?
Sayfa 120Kitabı okudu
Sevmiyor mu seni? Benim istediğim gibi sevmiyor sanırım.
Resim