Ama canlandırsalardı içimizde, o ebedi ölüler, bir imge,
bak, gösterirlerdi belki de kediciklerini çıplak
fındık ağaçlarının, sarkan püsküllerini ya da
anlatırlardı baharda koyu toprağa düşen yağmuru.
Ve biz, mutluluğun tırmandığını
düşünenler, hissederdik o duyguyu,
bizi neredeyse dehşete sürükleyen,
mutlu biri düştüğünde.