Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünden Bugüne Ne Kalmıştır?

Samiha Ayverdi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
..İslâm'ın zuhûru hengâmesinde, yekpâre olan îman hayatında, müslüman coğrafyası genişledikçe farklı mezhepler görülmeye başlamış ve hem birbirine yakın, hem ayrı denecek îtikatlar, eski kabile alışkanlıklarını da içine sızdırarak bir takım sınıflar meydana gelmiştir.
Sayfa 17 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okuyor
Muhâfazakârlık bir yere demir atıp kalmak değil, değerlerimizi bugüne taşımaktır.
Sayfa 8 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okuyor
Reklam
Yahudi, sığınıp yerleştiği her ülkenin kan damarlarına sızarak, orda mevcut nizam, ölçü ne görürse, bütün bunlara ilân-ı harp edercesine hareket etmeyi bir uğursuzluk ve bozgunculuk alışkanlığıyla devam ettirmiş ve âdeta bunu bir Tevrat emri olarak icra etmekten geri kalmamıştır. Tabii ki bu şeriatçı ve ırkçı zihniyet ile, iğneden ipliğe, memleketin müesses her sâhasına el atarken, kendi kavmi dışında nizam ve adâlet örneği veren ülkelerin huzuruna tahammül edememiştir. Ne yazık ki hâlâ da öyle..
Sayfa 165 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okuyor
Bu yaradılış âleminde kütlelere hem kalkan hem de kılıç olan kuvvet, Allah’ın birliği yolunda ayarlanmış bir cemiyet nizâmı içinde selâmeti arayıp bulmak iken, nasıl bundan başka bir hayat sigortası düşünülebilir? Şu halde sen, istediğin kadar dağı taşı yerlerinden koparacak kānunlar yap, ama içinde bu tevhit kuvveti yoksa bu ceset, en kısa zamanda çürüyüp gitmeye mahkûmdur.
Sayfa 121 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okudu
Türk'ün Ses Dünyası
Tâ X. asırda yaşamış, kānun isimli bir saz îcat etmiş ve Türk mûsikîsi temellerini kurmuş olan Fârâbì gibi dünyaca meşhur bir dâhînin başı çektiği bu muhteşem katar, XIV. asırda yetişen Abdülkadir Merâgî ile daha da zenginleşerek kendinden sonra gelenlere maya vermekle, asrının da mûsikî târihimizin de baş tâcı olup kalmış, böylece de Türk coğrafyasına ses ve renk vermekte devam etmiştir.
Sayfa 11 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okuyor
Îran, hâlâ iliğine kemiğine sinmiş ateşperestlik günlerinden kalmış tortu ve bakiyeyi İslâm dîninin içine sızdırmayı başarmış ve adına da Şîîlik dediği, Yahûdi asıllı bir yemenli olan Abdullah Ibn-i Seb'e tarafından kurulan bu bâtınî mezhebi bir tefrika unsuru olarak İslâm âlemine yaymaktan çekinmemiştir.
Sayfa 18 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okuyor
Reklam
Düşünmeyiz. Zira, bizi geçmişimizden soğutan bir büyülü kuvvet vardır. Bilmem ki hiyânete varan bu gafletimize ne zamana kadar esir olacağız?
Sayfa 114 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.