Fakat insan sadece gençlik yıllarında rastlantıyla kaderin özdeş olduğunu düşünür. Sonraki yıllarda ise hayatımızın yönünü iç dünyamızın belirlediğini fark ederiz; gittiğimiz yol, arzularımızın aksi yönünde ve anlamsız gibi görünse de, sonunda bizi her zaman görünmeyen hedefimize götürür.
Ama en önemlisi, biz okurduk, hem de çok okurduk, elimize geçen her şeyi okurduk. Bütün kütüphaneleri dolaşır, kitap alırdık ve aldığımız kitapları birbirimize ödünç verirdik.
Goethe'nin de dediği gibi büyük yapıtları çok iyi anlayabilmek için onların yalnızca mükemmel halini değil, mükemmelliğe giden oluşumlarını da incelemek gerekir.