Modern mimariye hem anlayış hem de biçim bakımından oldukça önemli katkılarda bulunmuş, dünyanın çeşitli yerlerinde sayısız esere imzasını atmış, bir yüzyılı aşkın yaşamının neredeyse son günlerine kadar çalışmış büyük bir isim Oscar Niemeyer.
Niemeyer'i önemli kılan yalnızca özellikle betonun farklı ve estetik kullanımını yansıtan yapıtları değil, genç yaşlardan itibaren benimsediği ve her fırsatta dile getirdiği politik duruşudur. Fidel Castro'nun deyimiyle "dünyada kalan iki komünistten biri"dir; ve tam da bu yüzden tarzı zaman zaman eleştirilmiş ve çelişkili bulunmuştur. Ancak Niemeyer işlevi değil formu önemseyen anlayışı, özgünlük ve yaratıcılığıyla çizgisini tutarlılıkla yansıtmıştır. Dağlardan, dalgalardan, bulutlardan ve kadın bedeninin estetik kıvrımlarından aldığı ilham eğri çizgilerde, yüzeylerde ve geniş alanlarda hayat bulur.
1939'da New York Fuarı'nda Brezilya pavyonu tasarımıyla adını duyuran, bu tarihten itibaren dönemin önemli mimarları Le Corbusier, Lucio Costa gibi isimlerle çalışmaya başlayan Niemeyer, 1964'te gerçekleşen askeri darbeye kadar yeni başkent Brasilia şehrinin inşa edilmesi de dahil olmak üzere birçok işe imza attı. 1985'e kadar süren askeri diktatörlük süresince gördüğü baskılar nedeniyle yurtdışında, sürgünde yaşadı ve tasarımlarını Paris, Trablus, Cezayir, Malezya ve İtalya'da sürdürdü. Ülkesine döndüğü yıl olan 1985'ten 2012'deki ölümüne kadar çalışmaya devam etti. Niemeyer'in dünya görüşünü, mimariye yaklaşımını, dostluklarını dile getirdiği kısa metinlerden oluşan Dünya Adil Değil, 104 yaşında bir çocuğu tüm içtenliği ve sadeliğiyle yansıtıyor, komünist bir çocuk...