Vedalardan Tractatus'a

Dünya Felsefe Tarihi

H. J. Störig

Dünya Felsefe Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Dünya Felsefe Tarihi sözleri ve alıntılarını, Dünya Felsefe Tarihi kitap alıntılarını, Dünya Felsefe Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa ölüm, varoluşun karşısına dışarıdan çıkmaz. Ona aittir.
Sayfa 569Kitabı okudu
Felsefe, hâkîkâte sahip olmak değil; fakat hâkîkâti aramaktır.
Reklam
Tarihimizin hiçbir döneminde felsefe, Aydınlanma çağında olduğu kadar kamuoyu ve toplumsal gelişme üzerinde böyle güçlü bir etkiye sahip değildi. Felsefecilerin mantığın kullanılmasına, özgürlüğe, toleransa, insanlığa dair talepleri, Aydınlanma döneminin idealleri önce Fransız Devrimi'nin kanlı teröründe yok olacakmış gibi görünmesine rağmen, uzun vadede kendini kanıtlamayı başarmıştır. İşkencenin kaldırılması, cadı avının sonlandırılması, ruh hastalarının insanca muamelesi görmesi, çarka germe veya dört parçaya ayırma gibi acımasız cezaların kaldırılması, köleliğin kaldırılması, devlet kurumlarında kuvvetler ayrımının kabul edilmesi (özellikle yargı bağımsızlığı), din savaşlarının sona ermesi, sansürün kaldırılması ve bununla birlikte düşünce özgürlüğü, kısacası, 1776 yılında Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinde ve daha son ra 1789 tarihli Millet Meclisi'nin "Declaration des droits de l'homme (Insan Hakları Bildirgesi'nde) oluşturulduğu ve şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nin anayasasında görüldüğü gibi, insan haklarının zamanla yerleşmesi gibi kazanımları, bu ideallere borçluyuz.
Sayfa 363Kitabı okudu
Marx'in özel mülkiyet üzerine kurulu burjuva toplumu eleştirisinin Rousseau'ya benzer düşüncelere ve duygulara dayandığı kolayca anlaşılabilir. Ayrıca Marx'ın Sosyalizm'i, Rousseau'nun şu cümlelerine atıfta bulunabilir: "Devlet, organları açısından toplum sözleşmesi aracılığıyla mallarının efendisidir. Mal sahipleri sadece kamusal mülklerin emanetçileridirler. Hükümdar, Spartada olduğu gibi meşru olarak tüm mülklere el koyabilir."
Sayfa 359Kitabı okudu
Zorunlu olan her şey Tanrı'nın iradesi olduğundan (çünkü Tanrı'nın iradesi ve zorunluluk aynı şeydir), zorunlu olanı git gide daha iyi kavramak ve olumlamak aynı zamanda Tanrı'yı git gide daha çok sevmek ve iradesine boyun eğmektir. Insanın ulaşabileceği bu en yüce mertebeyi Spinoza "amor Dei intellectualis", yani
Sayfa 313Kitabı okudu
Hıristiyanlığın baştan beri milletler üstü bir yönü vardı. İsa, havarilerini tüm halkları eğitsinler diye göndermişti. Baştan beri hiçbir sınıf ayrımı da yapmıyordu. İsa özellikle "zorda olanlara ve üzerinde yük olanlara" yönelmişti. Hıristiyanlığı ilk kabul edenler, halkın alt tabakasındaki kitlelerden oluşuyordu. Hıristiyanlık, "aşağıdan gelen", ama çok geçmeden toplumsal yapının en üstlerine yayılan tinsel bir devrimdi.
Sayfa 203 - say yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Realistlerin formülü şöyle idi: "Universalia ante res" tümeller (bireysel) şeylerden önce gelir. Nominalistlerin formülü ise şöyle idi: "Universalia Post Res", tümeller, bireysel şeylerden sonra gelir, onları takip eder. Abelard'ın formülü ise şudur: gerçek olanın insan değil, "insan-lık"; atlar değil "at-lık" olduğunu iddia etmek (Wilhelm gibi) saçmalıktır. Bireysel "şeyler"de genelin biçimi ve bireysel farklılıklar önemsiz diye göz ardı edilemez. Aynı şekilde (Roscellinus gibi) sadece bireysel olanın gerçek ve önemli, genel kavramların ise sadece isimler olduğunu söylemek de yanlıştır, çünkü altında yatan bireysel şeylerde genel kavramların da özün gerçek bir eşitliği şeklinde bir karşılığı vardır. İnsanlar, bazı ortak özellikleri sayesinde sadece insanlar olarak adlandırılamaz. İnsan kavramı, genel insan olanın tüm insanlarda mevcut aynı türdeki gerçekliğine eşittir. Tabii ki bu geneller sadece bireysel insanların içindedir, dışında değildir. Bu yüzden: Universalia in rebus.
Sayfa 229 - say yayınlarıKitabı okudu
Bugünkü kullanımıyla "Marksizm", Marx'a dayanan tinsel ve siyasi akımı temsil eder. Temsilcileri "Marksist" diye tanımlanır. İlk zamanlar da bu iki kavram, bu grubun kullandığı kavramlar değildi. Aksine anarşistler (örneğin Mikail Aleksandroviç Bakunin, 1814-1876) ve Marx'ın etrafında toplanan grup arasında özellikle devletin rolüne dair kavgada Marx muhalifleri tarafından küçümseyici bir anlamda (neredeyse küfür gibi) kullanılmıştır. Marx, bir mektubunda şöyle demiştir: "Kesin olan bir şey var: Ben, Marksist değilim." (Bu sözü içeren orjinal metin Fransızcadır.) Bu kavramlar ancak zamanla ilgili kişiler tarafından benimsendi. Böyle bir anlam değişikliği, kelime tarihinde nadir görülen bir şey değildir. Örneğin gotik kelimesi de ilk zamanlarda küçümseyici bir ifade olarak kullanılmıştır.
Sayfa 595Kitabı okudu
jan jak rosso
Bu ideal durum nasıl sona erdi? Kesin tarihsel kaynaklar mevcut olmadığından, bu boşluğu felsefe dolduracaktır. "Bir toprak parçasının etrafını çevirip, Burası benim, demeyi akıl eden ve ona inanacak kadar saf insanlar bulan ilk kişi, burjuva toplumunun asıl kurucusudur. Kazıkları yerinden söküp, hendeği düzleştirip, insanlara: "Bu sahtekara inanmayın! Meyvelerin herkese ait olduğunu, dünyanın ise hiç kimseye ait olmadığını unutursanız, yok olursunuz!' diye haykıran kişi, ne kadar çok suçu, savaşı, cinayeti, sefaleti ve kötülükleri engellemiş olurdu." (Bir sonraki yüzyılda Proudhon'un sonuçları açısından çok ağır bir soz olan "Mülkiyet, hırsızlıktır" sözüne tek bir adım kalmıştı!)
Sayfa 355Kitabı okudu
Fichte felsefesinin temel düşüncesi
Fichte sisteminin genel temeli, Über den Begriff der Wissenschaftsleh re oder der sogenannten Philosophie (Bilim Öğretisi Veya Sözde Felsefe Kavramı Üzerine) ve Grundlage der gesamten Wissenschaftslehre (Bilim Kuramının Tamamının Temeli) adlı iki eserinde verilmiştir (her ikisi de 1794 yılında yayımlanmıştır). "Bilim öğretisi";
Sayfa 420Kitabı okudu
Reklam
Benlik Felsefesinin Temel Düşüncesi Schelling'in Jena'da geçirdiği yıllarda geliştirdiği sisteme benlik felsefesi denir. Öğretisinin bu kısmı Fichte ve Schelling'den sonra gelen ve her ikisini de geçen Hegel arasındaki bağlantı parçasıdır. Bu yüzden ona burada biraz daha yakından bakacağız. Benlik felsefesi nedir? Kant'ın
Sayfa 427Kitabı okudu
Meister Eckhart
İkinci büyük temel düşünce, tanrının ve insan ruhunun birliğine dair eski mistik öğretidir. Ruh, tanrının tasvirine göre yaratılmıştır. Eckhart'ın yukarıda izah ettiğimiz tanrı tasavvurunda bu, şu anlama gelir: Tanrı gibi ruh da üçlüdür. Bilmek, öfkelenmek, ve istemek olmak üzere, her birinin karşısında Hıristiyanlığın üç ana erdemleri inanç,
Sayfa 260 - +261Kitabı okudu
Eserin adından da anlaşılacağı üzere, Vaihinger'in başlıca kavramı yapıntıdır. Dolayısıyla felsefesine Yapıntıcılık (Fiktionalismus) da denir. Yapıntı, kelime anlamıyla "hayal, uydurma, (salt) varsayım anlamına gelir (İngilizcede edebiyatın estetik kısmı "fiction" diye adlandılır) Bilimde yapıntı, olasılıksızlığı, hatta
Sayfa 536Kitabı okudu
Simmel'e göre aynı anda daima yaşamdan fazlasıdır. Aşkınlık yaşamın içinde vardır; yaşamsal temelinin ötesine geçmesi, yaşamın özünde vardır.
Sayfa 532Kitabı okudu
Spinoza
Sonsuz töz, diğer bir deyişle Tanrı, iki özelliğe sahiptir ya da en azından biz sadece iki özelliğini kavrayabiliyoruz: Düşünme ve yayılma. Tanrı bir taraftan sonsuz yayılmadır (cisim değildir, çünkü her cisim sınırlıdır); diğer taraftan da sonsuz düşünmedir (belirli veya sınırlı düşünme değildir). Her şey Tanrıda var olduğundan, her bireysel şey de bu iki bakış açısı altında incelenebilir. Düşünme bakış açısı altında fikir olarak belirirken, yayılma bakış açısı altında cisim olarak belirmektedir. Nasıl ki (Descartes'in öğrettiklerinin aksine) bu iki bakış açısı altında incelenmesi gereken iki farklı toz değil, sadece tek bir töz varsa, bireysel varlıklar, özellikle insan da iki farklı tözden, yani vücut ve ruhtan oluşmaz, her ikisi de aynı varlığın iki tarafıdır. Bu görüş, modern antropolojide daha geniş bir kapsamda mevcuttur.
Sayfa 309Kitabı okudu
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.