Bir Giriş

Dünya Sistemleri Analizi

Immanuel Wallerstein

En Eski Dünya Sistemleri Analizi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dünya Sistemleri Analizi sözleri ve alıntılarını, en eski Dünya Sistemleri Analizi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünya-sistemleri analizine gelince, ona göre aktörler, tıpkı sıralanabilir uzun yapılar listesi gibi, bir sürecin ürünüdürler. Öteden beri hep var olan atomik unsurlar olmayıp, ortaya çıktıkları ve üzerinde etkide bulundukları sistemik bir karışımın parçasıdırlar. Özgürce hareket ederler, ama özgürlükleri kendi yaşam öyküleri ve bir parçası oldukları toplumsal hapishaneler tarafından kısıtlanmıştır. Onların hapishanelerini analiz etmek, onları özgürleşebilecekleri azami derecede özgürleştirir. Her birimiz kendi toplumsal hapishanelerimizi analiz ettiğimiz ölçüde, kendimizi o kısıtlamalardan özgürleştirebildiğimiz ölçüde özgürleştiririz.
Sayfa 49 - Bgst Yayınları. (çev. Ender Abadoğlu, Nuri Ersoy). 3. Basım, Şubat 2014: İstanbulKitabı okudu
Bankacılarına söz geçiremeyen batı toplumları tıpkı 1980′lerde ordusuna söz geçiremeyen Türkiye’nin durumuna düştüler… Peki 2008 ekonomik kriz süreci nasıl gelişti? Krizi tetikleyen ve büyüten ne oldu? Bize yansıtılanın aksine, 2008’de Amerikan emlâk sektöründen başlayan kriz öngörülemez bir felaket değildi. Yapılan düpedüz bir piyasa darbesi idi aslında. Tasarlanmış, planlanmış, yürürlüğe konmuş bir operasyon. Bu operasyonu yöneten insanlar daha 1980’lerde Batı adaletinin üzerine çıkmışlardı. Krizi frenleyecek yasal engelleri bir bir kaldırdılar, krizin küreselleşmesini sağlayacak mekanizmaları yine onlar kurdular. Yaklaşık 40-50 kişilik bir ekip. Kriz sürecinden zenginleşerek ve güçlenerek çıktılar. Banka kurtarma operasyonlarıyla halen zenginleşmekteler.
Reklam
...Tarihi görmezden gelme eğilimine gireriz. Parçaları bir araya getiremeyiz ve kısa vadeli beklentilerimiz gerçekleşmediği için sürekli olarak şaşırıp kalırız.
Sayfa 10
Devlet güvencesine sahip bir koruma olmadığında, kapitalist sistem hiçbir şekilde işleyemez.
Sayfa 90
Fransız Devrimi oldukça devrimci iki düşünce yaydı. Birincisi, politik değişimin istisnai ya da tuhaf bir şey olmadığı, fakat normal ve bu nedenle de sürekli olduğuydu. İkinci düşünce ise “egemenliğin” -devletin kendi alanında özerk kararlar verme hakkı- bir monarkta ya da yasa yapıcı bir Meclis’te olmadığı (bunlara ait olmadığı), ama bir rejimi meşrulaştırabilen yegane güçte, yani “halk”ta olduğuydu.
Reklam
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.