Galiba biz sadece doğrudan kırdıklarımızı onarmaya çalışıyor ve bununla yeriniyoruz. Dolaylı olarak kırılanların da kırılmış olduğunu, parçalara ayrılıp bütünlüğün sırrını kaybettiğini anlamıyoruz.
-Buralarda şiir; su gibi, ekmek gibi bir nimetti. Her ortamda söylenip zayi edilmez, her açılan heybeye saçılmazdı. O heybe denileni taşır mıydı, ona bakılırdı.