Dünyanın Yeşil Tarihi sözleri ve alıntılarını, Dünyanın Yeşil Tarihi kitap alıntılarını, Dünyanın Yeşil Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ormanların yaygın biçimde yok edilmesi, tarih boyunca birçok toplum için sorun oldu. Nüfusun artması, yerel çevrenin tamamı üzerinde, özellikle de ısınmada, yemek pişirmede ve çoğu kez de bina yapımında kullanılan hazır bir kaynak durumundaki odun stoklarının üzerinde gittikçe artan baskılar oluşturdu. Sürekli çoğalan nüfusu besleyebilmek için ormanlar kesilerek, yerine tarlalar açıldı. Insan toplumlarının gelişmesinin temelinde, yerleşik toplulukların çevresindeki ağaçların ve ormanların yavaş yavaş, sürekli olarak ve çoğu kez de farkına varılmadan yok edilmesi yatar. Bu eski toplumlarda, büyük ölçekli orman kesimi için gereken teknoloji yoktu fakat madeni baltalar kullanmak, ağaç kabuğunu halka şeklinde soymak ve yangın çıkarmak, odun elde etmenin ya da ormanın bir bölümünü ortadan kaldırmanın son derece etkili yollarıydı. Hiçbir insan nesli, büyük değişimler yarattığının bilincinde değildi. Bu süreci, gereksinim duyulan kaynakları elde etmenin doğal bir yolu olarakdeğerlendiriyorlardı. Yerleşimler başka bölgelere taşındıkça, bütün bu yıkım süreci yeniden başlıyordu. (Özellikle Avrupa'nın birçok bölgesinde, sürdürülebilir bir odun kaynağı elde etmek amacıyla küçük korular oluşturulmasına karşın, büyük ölçekli ekim ya da yeniden ekim yapıldığını gösteren hemen hemen hiçbir kanıt yoktur.) Yüzlerce nesil geçtikten sonra, bu yıkımın ölçeği dev boyutlara ulaşacaktı. Bir zamanlar yoğun ormanlada dolu olan geniş alanlar ağaçsız kalacak ya da ulaşılması en zor bölgelerde birbirinden kopuk ağaç toplulukları halinde varlıklarını sürdüreceklerdi.
Petrol, yüzyıllar boyunca yalnızca toprak yüzeyine sızdıgı bölgelerden elde edilmiş ve çogunlukla gemilerin kalafatında zift olarak ve tıbbi amaçlarla kullanılmıştı. Petrol çıkarıp bu ürünü ticari ölçekte kullanma çabaları ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında başladı: Dünyanın ilk ticari petrolü 1859 yılında Pennsylvania'daki Drake Kuyusu'ndan
Yeryüzünden yayılan kızılötesi radyasyonu tutan sera gazları olmasaydı, dünyadaki ortalama sıcaklık yaklaşık -18 °C, yani yaşanamayacak kadar soğuk olurdu. Başta karbon dioksit ve metan olmak üzere, bu gazlar yerkürenin ortalama ısısının 15 °C dolaylarında kalmasını sağlıyor. Fakat son 200 yıldır insanların çeşitli faaliyetleri nedeniyle, mevcut
Önceleri Islam dünyasının köle kaynağı olan batı Avrupa, daha sonraları Kıbrıs ve Sicilya'daki, ardından da Atlas adalarındaki şeker ekim çiftliklerinde köle çalıştırmaya başladı. İspanyolların Meksika ve Peru'yu işgal ettikten sonra ilk niyetleri, yerli halkı köle olarak kullanmaktı. Ilk başlarda, yeni yerleşimcilere (aslında kendilerine ait
İmparatorlukların yıkılmasıyla istikrarsızlık, savaş ve yıkım arttı ve yaklaşık olarak 1000 yılına kadar dünyada hemen hemen hiç bir büyüme yaşanmadı. Ardından 1200 yılında Çin ve Avrupa'daki nüfus geçici olarak zirveye tırmandı ve 350 milyon kişiye ulaştı. Besin kaynaklarının sınırına ulaşıldığı için sonraki yüzyıl boyunca nüfus yavaş bir artış gösterdi ve yaklaşık 400 milyon oldu. 1300 yılından sonra açlık ve veba insan sayısını büyük ölçüde azalttı; durumun bir miktar düzeldiği 1400 yılında dünyada hala yaklaşık 350 milyon kişi vardı. Sonraki iki yüzyıl içinde, nüfus hızlı bir artışla 1600 yılında 550 milyona yükseldi. Bir sonraki yüzyılda ise iklimin bozulması bitki üretimini etkilediği ve nüfus artışını engellediği için, 1700 yılında dünya nüfusu 700 milyonun altındaydı. Tarihin en hızlı nüfus artışı 18. yüzyılda yaşandı; 1825 yılında toplam nüfus 900 milyondu.